Bosna Hersek Gezi Rehberi

SREBRENİTSA

 

 

Srebrenitsa Şehitliği

Srebrenitsa Şehitliği

5 Eylül 2020

Bosna Hersek’te Srebrenitsa’yı (Srebrenica) görmeyi mutlak surette kafaya koymuştum. Bu ülkeye 2019’daki ikinci gidişimizde zamanımızın genişliğinden de istifade ederek bu arzumu yerine getirdim. Oralara kadar gidip de yakın tarihin en çarpıcı ve en muazzam trajedilerinden birisinin yaşandığı yeri görmemek büyük bir eksiklik olacaktı gerçekten de. Standart Bosna Hersek gezilerinin hiç birisinde Srebrenitsa yer almıyor. Zahmetli bir yolu var çünkü.

Srebrenitsa şehir merkezi

Srebrenitsa şehir merkezi

Saraybosna’nın doğu çıkışından itibaren Sırp özerk bölgesi başlıyor. Dolayısıyla Srebrenitsa’nın da içinde bulunduğu bu bölge Bosna Sırplarının yönetiminde. Saraybosna ile Srebrenitsa arası yaklaşık 130 km mesafede. Ama daha önce de belirttiğimiz gibi yolun gerek fiziki kalitesi, gerekse hız tahditleri yüzünden bu yolu takriben 3 saatte ancak gidebildik. Yolculuğumuza eşlik eden yağmurun rolünü de unutmamak lazım.

Srebrenitsa Şehitliği'nin girişindeki kitabe

Srebrenitsa Şehitliği’nin girişindeki kitabe

Söz yollardan açılmışken bir-iki hususa değinelim. Kırsal alanlarda yerleşimin dağınıklığı sebebiyle hız tahditleri gerçekten bıktırıcı boyutta. Okul bölgelerinde hız sınırı 30 km’ye kadar düşüyor. İşin ilginç yanı, tahdidin başlangıcını gösteren hız levhaları var, ama bitişini gösteren herhangi bir işaret yok. Bu yüzden nerede yavaşlayacağınızı biliyorsunuz ama süratinizi tekrar nerede normale çevireceğinizi anlayamıyorsunuz. Yollarda hiç beklemediğiniz yerlerde tripod üzerine kurduğu radarlı kamera ile hız kontrolü yapan polisle burun buruna gelmeniz mümkün.

Srebrenitsa Şehitliği'nden bir görünüm

Srebrenitsa Şehitliği’nden bir görünüm

Biz kurallara uymaya azami gayret sarf ettik ama bu güzergâhta bir kere polisle muhatap olduk. Bizi durduran iki Sırp trafik polisi 60 km hız tahdidi olan yerden 72 km ile geçtiğimizi söyleyerek belgelerimizi aldı. Şükür ki bizimle muhatap olanın makul derecede İngilizcesi vardı, böylece anlaşmakta zorluk yaşamadık. 20-30 km gerideki bir kasabaya dönüp cezayı ödememiz gerektiğini, ödedikten sonra belgelerimizi iade edeceğini söyledi. Biz ise Srebrenitsa’ya gittiğimizi, gidiş istikametinde herhangi bir yerde ödeyip ödeyemeyeceğimizi sorduk. Cevap olumsuzdu. Çeşitli Balkan ülkeleri için anlatılan rüşvet hikâyelerini hatırlayıp acaba böyle bir taleple karşılaşır mıyız diye de tetikte bekledik. Asla böyle gayriahlaki bir şeyi yapmaya niyetimiz yoktu. Gerekirse geri gidip paşa paşa cezamızı ödedikten sonra yolumuza devam edecektik. Allah’tan trafik polislerinden dolaylı da olsa böyle bir talep gelmedi. Bu arada nereli olduğumuz, ne iş yaptığımız gibi muhabbetlere de girdik. Hatta karşılıklı şakalar yaptık. Bizim vali olduğumuzu, diplomatik pasaport taşıdığımızı öğrenince fazla kurcalamadılar, belgeleri iade ettiler. Biz de teşekkür edip yolumuza devam ettik. Sonradan öğrendiğimize göre hız toleransı Türkiye’deki gibi yüzde 10 değil, limit kaç km olursa olsun, ilave 10 km imiş. Bir başka deyişle 30 km sınırının olduğu yerde 40 km’ye kadar, 60 km sınırının olduğu yerde 70 km’ye kadar tolerans uygulanıyormuş. Yani bu olayda bizim limit aşımımız fiilen 2 km imiş.

Şehitlerin isimlerinin yazılı olduğu taş bloklar...

Şehit isimlerinin yazılı olduğu taş bloklar. Resimde görünen sadece küçük bir kısmı.

Bu tecrübe paylaşımının ardından tekrar konumuza dönelim.

Srebrenitsa’da 1995’te yaşanan katliam, beylik ifadeyle 21. asrın eşiğinde, Avrupa’nın göbeğinde cereyan eden, insan havsalasının almakta zorlandığı türden bir olay. Birleşmiş Milletler’in bu şehri güvenli bölge ilan etmesi üzerine, o güne kadar direniş gösteren Boşnakların silahlarının teslim alındığı, sonra bu silahsız insanların Hollandalı BM güçleri tarafından mütecaviz Sırplara teslim edilerek katledildikleri kapkara bir tarih sayfası. Yıllar sonra yarım yamalak da olsa resmi kayıtlara “soykırım” olarak giren bu trajedi, adına “homo sapiens” denerek güzellemeler dizilen yaratığın bu çağda bile ne kadar vahşileşebileceğinin en somut örneği.

Dağ taş kabir...

Dağ taş kabir…

Söz konusu olayda toplu olarak öldürülenlerin gömüldüğü toplu mezarların yerleri, belli olmasın diye birkaç defa değiştirilmiş. Sadece birkaç gün içerisinde katledilen toplam 8.372 şehitten naaşına ulaşılabilen 6.643’ü, kent merkezine 10 km mesafedeki Potoçari mevkiinde bulunan Srebrenitsa Şehitliği’nde (Memorijalni Centar Srebrenica-Potočari) yatıyor bugün. Alfabetik sırayla şehitlerin isimlerinin kazındığı taş bloklar ve göz alabildiğince uzanan mezar taşları, katliamın ne denli büyük olduğunun canlı şahitleri. Şehitlerin hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz.

Srebrenitsa’da birbirine komşu cami ve kilise

Srebrenitsa’da birbirine komşu cami ve kilise

Srebrenitsa şehir merkezi sessiz, sakin bir taşra kasabası görünümünde. Gittiğimizde gördüğümüz aşırı sükûnet bizi oldukça şaşırttı. Yemek yiyecek bir yer bulmakta bile zorlandık. Burada kilise ve camileri yan yana görmek mümkün. Bununla birlikte turistik açıdan fazla bir cazibesi yok. Kısacası bu tarafa yapılacak bir seyahat sadece şehitliği görme amaçlı olacaktır.

10 Yorumlar

  1. Saadet

    Merhabalar, biz arkadaşlarımla Balkan seyahati düşünüyoruz srebrenitsa’yı görmeden dönmek istemiyoruz fakat srebranitsa üzerinden Belgrad’a geçiş var mıdır acaba bunu öğrenmek istiyorum? Teşekkürler

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Saadet Hanım, biz Srebrenitsa’dan tekrar Saraybosna’ya döndük, Sırbistan’a geçmedik. Fakat o bölgede çeşitli sınır kapıları var. Haritaya göre Srebrenitsa’ya çok yakın mesafedeki Bratunac’ta bir sınır kapısı var. İnternetten teyid etmenizi tavsiye ederim. Selamlar.

      Yanıtla
  2. nergis

    Merhaba,
    Saraybosna baş çarşıdan buraya nasıl gelinmektedir?

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      İnternette iki şehir arasında otobüs seferleri olduğu bilgisi var, fakat bizim toplu taşıma tecrübemiz olmadı. Kendi aracımızla gün içinde gidip döndük.

      Yanıtla
  3. Cennet oğul

    Merhaba yazınızı merakla okudum. Yıllardır bir çok kitap okudum. Ortaokulda bir kitapla başlamıştı Bosna Hersek merakım. Öncelikle bilgilendirici yazınız için teşekkürler. Ben eşim ve çocuklarımla Kasım ayında Bosna Hersek ve bi kaç Balkan ülkesini ziyaret edeceğiz soguk bir zaman seçtik eşimin yaz aylarından işinin aşırı yoğun olmasından dolayı. Siz hangi ayda bulundunuz oralarda sıcaklıklar yada hava soğukluğu nasıldı bilgi almak istedim. Tabi Türkiye de de Alanya gibi soguk olmayan bir yerden gideceğiz ☺️ Nasıl bir deneyim olacak bilmiyoruz. Cevap için şimdiden çok teşekkürler ?

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Merhaba. Balkanlar ve özellikle Bosna Hersek tercihiniz için tebrik ederim. Gittikçe tekrar gitmek isteyeceğiniz yerler buralar. Bosna Hersek’e biz üç farklı mevsimde gittik. Diğer Balkan ülkelerine de yılın çok farklı zamanlarında gitme imkânımız oldu.
      Bosna Hersek’in Bosna bölgesi (Saraybosna ve civarı) karasal iklim olduğu için Kasım ayında biraz serin, bazen soğuk olur. Hersek bölgesi (Mostar ve civarı) Akdeniz iklimini andırır, tabii birkaç derece daha serin olmak kaydıyla. Eski bir Antalya sakini olarak ? oraların Alanya gibi ılıman olmadığını hatırlatmam lazım. Gitmeden önce son hava durumuna bakıp ona göre hareket etmenizi tavsiye ederim. Kasım ayı yağmura ve serin havaya karşı tedbirli olmanız şartıyla gezmek için ideal olmasa da güzel bir ay. Mesajınız için teşekkür eder, keyifli gezmeler dilerim.??

      Yanıtla
  4. Meriç Albayrak

    Bosna değince helede Srebrenista denince insanın gözlerinin dolmaması mümkün değil.
    Sayın valim musadenizle katliamdan önce ki bir hadiseden bahsetmek isterim.
    Katlimadan önce Müslman ve Sırpların çocukları aynı okullara gitmektedirler bizim çocuklarımız eve geldiklerinde okulda olan bazı hadiseleri ailelerine anlatırlar
    Anne Baba Sırplar bizi öldürecekelerini, bize karşı savaş açacaklarını söylüyorlar
    Bizim Anne Babalarımızda tam aksine artık bölgede savaş olmayacağını barış olduğunu çocukların anlayacağı şekilde onları ikna etmeye çalışmışlar. Tabi onlarda arkada oynanan oyundan habersiz olarak…
    Bir boşnak nenemizin anlattığı olay durumu özetlemekte halbu ki
    – Biz sabah namazına kalktığımızda bazı Sırp komşularımızın gece lambaları yanardı biz de acaba bu komşularımızın ne sıkıntısı ne derdi varda bu saatte lambaları yanıyıor diye düşünürken işin gerçek yüzü tamda çocuklarımızın anlattığını doğrular nitelikteymiş sözde BM lerin barış güçleri Sırp evlerine silah yardımı yapıyorlarmış ve o kara gün 11 Temmuz 1995 günü 8372 Boşnak katledildi :'(
    Allah rahmet eylesin mekanları cennet makamları Âli olsun İNŞALLAH

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Yakın tarihin en insanlık dışı olaylarından, kelimenin tam anlamıyla katliamlarından biri. Verilen güvenceye istinaden silahları BM güçlerine teslim edilmiş Boşnakların mütecaviz Sırplara teslim edilerek katledildikleri bir kara gün. Senin de bahsettiğin gibi çok çeşitli insan hikayesi var bu konuda, bir kısmı kitaplaştırılan. Bunlar da gösteriyor ki gevşemeye yer yok, daima uyanık olmak lazım. Özellikle de muhatabınız Sırplar ise. Allah şehitlerin hepsine rahmet eylesin.

      Yanıtla
  5. Mehmet Dönmez
    • GezmeKeyfi

      İnsanı gerçekten hüzne boğan bir yer burası…

      Yanıtla

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir