Portekiz Gezi Rehberi

Avrupa’nın bir ucu…

PORTEKİZ

İLGİLİ SAYFALAR:

> Lizbon

> Porto

18 Haziran 2023

Kıta Avrupası’nın en batı ucuna yerleşmiş, “kendi halinde” bir ülke Portekiz. İki yönden Atlas Okyanusu’na komşu, karadan ise tamamen İspanya ile çevrili. Akdeniz’e kıyısı olmamakla birlikte iklim ve bitki örtüsünden insan davranışlarına kadar birçok bakımdan “Akdenizli” sayabileceğimiz bir karaktere sahip. İnternette yaygın şekilde Portekiz’deki Roca Burnu’nun (Cabo da Roca) Avrupa’nın en batı ucu olduğu yazılı olsa da bu bilgi gerçeği tam yansıtmıyor. “Kıta Avrupası’nın” ya da “Kara Avrupası’nın en batı ucu” dense tamam. Oysa İrlanda ve İzlanda gibi ada devletleri daha batıda yer alıyor.

Douro Nehri'ne bakan Porto evleri

Douro Nehri’ne bakan Porto evleri

İber Yarımadası’nın tamamıyla Endülüs hâkimiyetine girmesinden itibaren yüzlerce yıl Endülüs’ün bir parçası olan Portekiz, 11. asırda bağımsız bir devlet oluyor. Bugünkü sınırlarına ise 13. asırda kavuşuyor. Meraklısı için belirtelim, Portekiz (Portugal) adının portakalla bir ilgisi yok. Latince “portas” (liman) ve “calle” (kale) kelimelerinin birleşiminden meydana gelen “portucallis”e dayanıyor.

Lizbon'un kalbinde Augusta Caddesi ve Augusta Takı

Lizbon’un kalbinde Augusta Caddesi ve Augusta Takı

Bugünkü durumunu dikkate alarak biraz evvel “kendi halinde” dedim ama geçmişine baktığımızda Portekiz hiç de öyle sessiz sakin bir ülke değil. Dünya tarihinin gördüğü en büyük birkaç sömürge imparatorluğundan birisi. Dahası yerkürenin her tarafına nüfuz ettiği için tarihin ilk küresel devleti olarak tanımlanabilir.

Keşifler Anıtı

Keşifler Anıtı

Portekizliler 15. yüzyıldan itibaren başlattıkları denizaşırı keşifler sayesinde dünyanın dört bir yanında sömürge yönetimleri kuruyorlar. Amerika kıtasından Afrika sahillerine, Hint Okyanusu kıyılarından Okyanusya’ya kadar Portekizli denizcilerin gitmediği bölge kalmıyor. Hatta 16. yüzyılda Kızıldeniz, Basra Körfezi ve Doğu Afrika sahillerinde Osmanlı Devleti ile de kıyasıya bir güç mücadelesine giriştikleri görülüyor.

Porto'daki Carmo Kilisesi'nin bir duvarı tamamen seramiklerle kaplı

Porto’daki Carmo Kilisesi’nin bir duvarı tamamen seramiklerle kaplı

Portekizliler dünya haritasının ağırlıklı olarak denize yakın bölgelerinde hâkimiyet kuruyorlar. En büyük sömürgeleri olan Brezilya’da ise denizden içeri de epeyce giriyorlar. Bazı inişler ve çıkışlarla birlikte Brezilya’yı 1500’den 1822’ye kadar ellerinde tutuyorlar. Bugün Portekiz’de sadece 10,5 milyon insan yaşamasına rağmen Brezilya’nın 210 milyonu aşkın nüfusu sayesinde Portekizce dünyanın en çok konuşulan dillerinden birisi.

Belém Kulesi'nin terası

Belém Kulesi’nin terası

1910’da monarşi yıkılıp yerine cumhuriyet idaresi kurulan Portekiz, özellikle 1960’larda Afrika’daki sömürgelerinin de bağımsızlıklarını kazanmalarıyla bugünkü topraklarıyla yetinmek durumunda kalıyor. Siyasi istikrarsızlık, darbeler, baskı rejimi ve ekonomik problemler 20. yüzyıl boyunca ülkenin yakasını bırakmıyor. Nihayet 1986 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmasıyla demokratikleşme ve kalkınma sürecine giriyor. Bugün AB’nin fakir ülkelerinden biri olsa bile kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar seviyesinde.

Bir sanat eseri olarak inşa edilen Porto Belediye binası

Bir sanat eseri olarak inşa edilen Porto Belediye binası

Halkın kahir ekseriyeti Katolik inancına mensup yerli Portekizlilerden oluşuyor. Fakat bizim gittiğimiz şehirlerde, özellikle Lizbon’da kayda değer oranda başka kökenden insanların bulunduğunu gördük. Bunlar arasında Brezilyalılar çoğunlukta, lakin Afrika kökenli siyahilere de, Hintli, Nepalli, Bangladeşli esmer tenlilere de, Uzakdoğulu çekik gözlülere de her yerde rastlıyorsunuz.

Lizbon'un tarihi semtleri

Lizbon’un tarihi semtleri

Diğer taraftan Portekiz’de şaşırtıcı düzeyde çok sayıda İngilizce bilen insana rastladık. Komşu ülke İspanya’da, üstelik onca turisti ağırlamasına rağmen İngilizce konuşanları mumla arayınca Portekiz’deki durum ilginç geldi. Tabii bu tamamen kişisel bir gözlem, yanılma ihtimali var.

Çarşı pazarda tuzlanarak kurutulmuş balıklara sıkça rastlanıyor

Çarşı pazarda tuzlanarak kurutulmuş balıklara sıkça rastlanıyor

THY’nin İstanbul’dan 6 farklı Portekiz şehrine seferleri var. Diğer şirketlerin uçuşlarını da hesaba katınca iki ülke arasında her gün onlarca seferin olduğu görülüyor. Buna rağmen Portekiz coğrafi olmaktan daha çok zihinsel olarak bize biraz uzakta kalmış gibi. Nitekim Avrupa’nın geri kalanında gerek esnaf, gerekse turist olarak görmeye alıştığımız Türk vatandaşlarını Portekiz’de fazla göremedik. Yine de ilaç niyetine sağda solda karşılaşıp sohbet ettiğimiz bazı Türkler oldu. 

Etrafta fazla Türk göremesek de Porto'da tanıdık bir isme rastladık

Etrafta fazla Türk göremesek de Porto’da tanıdık bir isme rastladık

Avrupa kıtasında daha önce görme fırsatı bulamadığım birkaç ülkeden biri olan Portekiz’e 2023 yılının Mayıs ayında eşimle birlikte gittik. Önce Lizbon’u, ardından Porto’yu gezdik. Ülkenin gerek deniz tatili, gerekse kültür turizmi yapılabilecek başka yerleri olsa da, bir haftaya başka yerleri sıkıştırmaktan kaçınarak bu iki şehri görmekle yetindik. Bir de bizi Lizbon’dan Porto’ya götüren otobüsün kısa süreyle uğradığı Fatima adlı kasabayı şöyle bir görmüş olduk. Genel hissiyatımız şu ki Portekiz gezip görmeye fazlasıyla değer bir ülke. Biz de kendi adımıza kesinlikle iyi bir tercihte bulunmuşuz.

Lizbon'un Ticaret Meydanı eskiden deniz yoluyla ticaretin yapıldığı yer imiş

Lizbon’un Ticaret Meydanı eskiden deniz yoluyla ticaretin yapıldığı yer imiş

Portekiz’e giderken bir parça fakirlik ve geri kalmışlık üzerine kurgulanmış bir ülke imajı vardı kafamda. Avrupa’nın geri kalanından çok farklı ve geri bir toplum, kuralları takmamaya odaklı Latin kültürü, Brezilya’daki “favela”lar gibi yaşamanın pamuk ipliğine bağlı olduğu gecekondu semtleri, her şeyin birbiri içine geçtiği, yaşanmaz ve yönetilemez bir ortam, vs. vs… Gidince gördüm ki kafamdaki önyargının aksine Portekiz’de şehir estetiği, mimari, tarihi mekânların korunması, insanlara ve kurallara saygı son derece iyi seviyedeydi. Kendine has renk ve çeşnileri tamam, fakat Portekiz Avrupa’nın öz evladı imiş meğer.

Clérigos Kilisesi'nin Kulesi Porto'nun en yüksek noktası

Clérigos Kilisesi’nin kulesi Porto’nun en yüksek noktası

Benzer hissiyatı Avrupa’nın başka fakir ülkeleri ile sosyalist ve/veya diktatoryal geçmişi olan ülkelerine gittiğimde de yaşamıştım. Gitmeden önce zihnimde önyargılar, olumsuz beklentiler, hatta yerine göre acıma duygusu… ve her seferinde yanıldım. Avrupalı olmanın asgari bir standardı garanti ettiğini yaşayarak tecrübe ettim.

Porto da Lizbon gibi tepeler üzerine yerleşmiş

Porto da Lizbon gibi tepeler üzerine yerleşmiş

Burada dönüp kendimize bakmamız gerekiyor galiba. Kurallara uymada, genel tertip ve düzende ve özellikle şehircilik ve mimaride Avrupa’nın en geri ve en fakir ülkelerine bile gıpta ile bakacak haldeyiz. Şehirlerimiz gittikçe betona daha fazla boğuluyor, yaşanabilirlikten her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor, kurallara uymak enayilik, uymamak ise erdemmiş gibi algılanıyor ve normalleşiyor. İnsana ağır geliyor ama itiraf edelim ki biz bu konularda Avrupa’ya değil, Ortadoğu’ya daha çok benziyoruz.

Yorumsuz...

Yorumsuz…

*******************

Portekiz hakkındaki bu genel girişten sonra LİZBON ve PORTO yazılarım için tıklayın.

8 Yorumlar

  1. Anonim

    Tarih bizlere gösteriyor ki Sömürülen bir devletten sömürge bir devletin sonun da pek iç açıcı olmayacağı Devletlerin de insan oğlu gibi gözünün doymayacağı da aşikar tabi burada sizin de bahsettiğiniz gibi Avrupa Birliğinin gücü ve önemini çok daha iyi anlamış olduk bizlerinde bu güzel yerleri görme umudu ile kaleminize yüreğinize sağlık sayın valim yeni yazılarınızda görüşmek dileğiyle

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok teşekkür ederim ilginize. Selamlar…

      Yanıtla
  2. Zekâi GÖNÜL

    Emeğinize, yüreğinize sağlık Sayın Valim,
    Müsait bir zamanınızda İstanbul’un güzelliklerini de kaleme almamız dileğiyle…

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok teşekkürler Sevgili abim. Yurt içini yazmaya başlamadım henüz ama kısmet…

      Yanıtla
  3. Zafer Akın TÜRKBEN

    Bilgi yüklü, güzel bir gezi yazısı.
    Emeğinize sağlık.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok sağol Sevgili Zafer. Selamlar…

      Yanıtla
  4. Yaşar Döngel

    Yine tarihi perspektif ile politik ve sosyolojik analiz temelinde güzel bir turistik
    Gezintiye çıkardın bizi.
    Yurt dışına çıkmadan önce mutlaka senin portföyüne göz atıyorum.
    Emeklerine sağlık.

    Selam ve sevgilerimle

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok teşekkür ederim Sevgili Yaşar. Bu güzel sözler yeni yazılar için beni teşvik ediyor. Selamlarımla…

      Yanıtla

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir