Suriye Gezi Rehberi

Güzel günlerden yadigâr…

SURİYE

23 Ocak 2021

Bugün ağırlıklı olarak yaşadığı iç savaş ve Türkiye’ye sığınan vatandaşları ile gündemimizi işgal eden Suriye, bir asırdır en uzun kara sınırına sahip olduğumuz komşumuz. Ondan önceki dört asır ise Osmanlı Devleti’nin en gözde parçalarından biri. Fethedildiği 1516 yılından sonra bugünkü Suriye, Filistin, Lübnan ve Anadolu topraklarının bir kısmını içine alan çok geniş bir Şam Eyaleti ihdas ediliyor. Zaman içerisinde yeni eyaletlerin kurulmasıyla Şam Eyaleti küçülüyor, Halep ise ayrı bir eyalet haline geliyor. Kendi önemine ilaveten Hicaz yolu üzerinde olması da Suriye bölgesinin kıymetini artırıyor.

Halep Kalesi'nin nizamiyesi

Halep Kalesi’nin nizamiyesi

Biz 1918’de Suriye’den çekilmek zorunda kaldıktan sonra uzun süre bu ülke ile temaslarımız oldukça sınırlı düzeyde kaldı. Hudut bölgelerindeki insani temaslar ve ticari ilişkileri hariç tutarsak, iki komşu devlet arasında olması gereken düzeyde yakın ilişkinin çok uzağında kaldığımızı söyleyebiliriz. Gerilimli dönemlerin yaşandığı bile oldu.

Humus'taki Halid bin Velid Camii'nde muhafaza edilen Osmanlı Sancağı

Humus’taki Halid bin Velid Camii’nde muhafaza edilen Osmanlı Sancağı

Kaybettiğimiz Osmanlı mirası diğer bölgeler için de durum bundan farklı değildi. Devasa bir coğrafyayı terk etmek zorunda kalan bir milletin adeta sıkışıp kaldığı Anadolu ve Trakya’yı sıkı sıkıya elde tutma refleksi, psikolojik açıklaması olabilir bu tavrın. Ama bu içe kapanmayı anlamlandırmak için siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili bir dolu başka sebep sıralamak da mümkün.

Şam'da Mimar Sinan eseri Sultan Selim Camii

Şam’da Mimar Sinan eseri Sultan Selim Camii

Suriye’nin Fransızlardan bağımsızlığını kazandığı 1946 yılından bu yana tam anlamıyla bir istikrara kavuştuğunu söyleyemeyiz. Uluslararası alanda yaşadığı badirelere ilave olarak içeride de etnik, dini ve mezhebi arka plandan beslenen sorunlar, güç mücadeleleri, antidemokratik uygulamalar… Suriye’nin hep başının belâsı oldu.

Türkiye hududuna çok yakın bir noktadaki Aziz Simeon Antik Kenti

Türkiye hududuna çok yakın bir noktadaki Aziz Simeon Antik Kenti

Türkiye ile Suriye ilişkilerinin düzelmeye başlaması 2000 yılında Beşar Esad’ın devlet başkanlığın devralmasından sonra mümkün olabildi. Siyaset ve ekonomide liberal eğilimlerin başladığı bu dönemde iki ülke arasındaki yakınlaşma düşman çatlatır cinstendi. 2011 yılında patlak veren iç huzursuzluklar sonradan iç savaşa dönüşünce aradaki bağlar iyice koptu. En yakın iki dost iken bir anda en keskin iki düşman haline geldik. Neticede Suriye iç savaşı ve Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, Türkiye’nin en önemli problemleri haline geldi.

Halep Kalesi'nin karşısında Mimar Sinan'ın eserlerinden biri olan Hüsreviye Camii. İç savaşta maalesef büyük hasar aldı ve minaresi yıkıldı.

Halep Kalesi’nin karşısında Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan Hüsreviye Camii. İç savaşta maalesef büyük hasar aldı ve minaresi yıkıldı.

Benim Suriye’ye ilk gidişim aramızda bahar havasının yaşandığı 2004 yılında oldu. Resmi görüşmeler için önce uçakla Şam’a, bilahare karayoluyla Humus ve Hama’ya uğradıktan sonra Halep’e gittik. Dönüşü Gaziantep’ten uçakla yaptık. Bu seyahatte özellikle Halep öyle hoşuma gitti ki, üç yıl sonra, 2007 yılında çoluk çocuğu da alıp kendi aracımızla Ankara’dan Halep’e giderek orada birkaç gün geçirdik.

Halep'in girişinde yol boyu manzarası

Halep’in girişinde yol boyu manzarası

ŞAM

Başkent Şam’da sadece bir gece kalabildik. O yüzden bu şehrin gezilmesi gereken yerleri hakkında detaylı bilgi vermekten ziyade bazı gözlem ve değerlendirmelerimi aktarmakla yetineceğim.

Kasiyun Dağı'ndan Şam panoraması

Kasiyun Dağı’ndan Şam panoraması

Şam dünyanın en eski şehri olma iddiasını taşıyor. Hatta panoramik bir Şam manzarası seyretmek için ideal bir yer olan Kasiyun Dağı’nın, Hz. Âdem’in çocuklarından Kabil’in Habil’i öldürdüğü, böylece tarihin ilk cinayetinin yaşandığı mekân olduğu da iddia ediliyor.

Muhyiddin İbn Arabi Türbesi'nde

Muhyiddin İbn Arabi Türbesi’nde

Bu iddialar ne kadar gerçektir, bilemeyiz. Bildiğimiz bir şey var ki, o da Şam’ın ilk İslam İmparatorluğu sayılan Emevî Devleti’nin başkentliğini yaptığı. Bu sebepten şehrin en büyük cami-külliyesi Emevî Camii adını taşıyor. Halep’te de aynı adı taşıyan bir cami var.

Şam'da Muhyiddin İbn Arabi Camii

Şam’da Muhyiddin İbn Arabi Camii

Şehirde gezerken tarihin izlerine rastlıyorsunuz demek yeterli değil, bizatihi tarihin içinde dolaşıyor, onun bir parçası oluyorsunuz. Kadim semtler ve sokaklarından geçerken dikkatimi çeken şey, sürekli bir devinim, bir telaşe halinin varlığı. Adeta içlerini huzursuzluk kaplamış gibi herkes kıpır kıpır.

Sürgünde bulunduğu İtalya'nın San Remo kentinde vefat eden Sultan Vahideddin'in naaşı Şam'daki Sultan Selim Camii bahçesinde bulunan bu mütevazı mezara defnedilmiş...

Sürgünde bulunduğu İtalya’nın San Remo kentinde vefat eden Sultan Vahideddin’in naaşı Şam’daki Sultan Selim Camii bahçesinde bulunan bu mütevazı mezara defnedilmiş…

Tarih deyince belirtmem gerek ki başta Şam ve Halep olmak üzere Suriye’de çok sayıda peygamber, sahabe ve veli mezarı bulunuyor. Ayrıca son Osmanlı Sultanı Vahideddin’in mezarı da Şam’da. Seyahatimiz sırasında bu mezarlardan bazılarını ziyaret edip ruhlarına birer Fatiha okuma imkânı bulduk.

Humus Halid bin Velid Camii

Humus Halid bin Velid Camii

HUMUS

Başkent Şam’dan karayoluyla hareket ettikten sonra ilk durağımız 160 km mesafedeki Humus oldu. Humus’ta fazla kalmadık. Bu şehrin sembol mekânı olan Halid bin Velid Camii içerisindeki Halid bin Velid’in (RA) kabrini ziyaret ettik. Öğle namazını takiben cami içerisinde kılınan cenaze namazına Türk heyeti olarak katılmamız, cemaat tarafından büyük bir ilgi ve memnuniyetle karşılandı.

 

Hama'nın meşhur su dolapları

Hama’nın meşhur su dolapları

HAMA

Humus’a 45 km mesafedeki Hama’da resmi görüşmelerimizi yaptıktan sonra şehrin en önemli turistik değeri olan Su Dolapları’nı görmeye gittik. Vaktiyle Asi Nehri’nden sulama amaçlı su çıkarmak için kullanılan çok sayıda dolap varmış. Günümüze ulaşan 17 adet su dolabından bazısının çapı 20 metreyi buluyor.

Halep Kalesi'nin içi

Halep Kalesi’nin içi

HALEP

Gerek 2004’teki söz konusu yolculukta, gerekse 2007’de ailece yaptığımız turistik seyahatte birkaç gün kalarak gezme fırsatı yakaladığımız Halep, Suriye’nin sanırım en keyifli ve en eğlenceli şehri. Şam’la Halep arasında ezeli bir rekabetin varlığından bahsedilebilir. Aynı zamanda karakter farkından da. Şam ne kadar ciddi ise Halep o kadar eğlenceli. Şam ne kadar Arap ise Halep o kadar kozmopolit… ve daha fazla Osmanlı. Halep’te görevli bir dostumun ifadesiyle “vaktiyle orada valimiz görev yaparmış, araya sınır çizildikten sonra konsolos göndermeye başlamışız”.

Halep taşının güzelliğinin katili çanak antenler...

Halep taşının güzelliğinin katili çanak antenler…

Suriye’nin geneli için aynı seviyede bir yakınlıktan bahsetmek güç, lakin Halep bizimle bağını hiç kesmemiş. Ticari ilişkiler öyle ya da böyle devam etmiş, daha önemlisi gönül bağı hiç kopmamış. Öyle sanıyorum ki iki ülke arasındaki tansiyon yükseldiğinde bunu en derinden hisseden, en fazla ızdırabını duyan yerlerin başında Halep gelmiştir. Halep’in yönü hep bize doğruydu çünkü.

Halep’in sembol mekânı Emevî Camii

Halep’in sembol mekânı Emevî Camii

Halep’te çok farklı din, mezhep ve etnisiteye mensup insanlar yaşıyor. Türklere karşı gözle görünür bir sevgi ve teveccüh var. Zaten Türkçe konuşan çok insana rastlanıyor. Bunların bir bölümü Türklerle ticaret yaptığı için Türkçe’yi sonradan öğrenmiş, hatırı sayılır bir bölümü ise kadimden beri anadil olarak Türkçe konuşuyor.

Bir Maruni mabedi olan Aziz İlyas Katedrali

Bir Maruni mabedi olan Aziz İlyas Katedrali

Bu noktada bir hatırayı paylaşayım: Oradaki ev sahibemizin bizi götürdüğü Ermeni mücevherci, Türkiye’den geldiğimizi duyunca eşime taş bir kolye hediye etmek istedi. Biz alışveriş yapmak için geldiğimizi, hediye istemediğimizi söylediysek de o ısrarcı oldu. Ev sahibemiz bu şahsın Türkiye’den gelen herkese benzer bir ikramda bulunduğunu, hediyeyi almamızın uygun olacağını söyleyince aldık. Satın aldıklarımıza ise kendiliğinden %50 indirim yaptı! Şahsın ismini sorduğumda “Agop, yani Yakup” dedi. O kadar fasih bir Türkçe ile konuşuyordu ki, evinde, aile içerisinde de Türkçe konuştukları anlaşılıyordu.

"Kayşani" denilen Halep taşı ile inşa edilmiş bir bina. O günlerde yapılacak seçimlerin afişleri de sağda solda asılı...

“Kayşani” denilen Halep taşı ile inşa edilmiş bir bina. O günlerde yapılacak seçimlerin afişleri de sağda solda asılı…

Halep’in kendine has taş mimarisinin öylesine güzel numuneleri var ki, öteden beri bütün Arap coğrafyasından mimarlık öğrencileri buraya staj için geliyorlarmış. Tabii bu söylediğimiz iç savaş öncesindeki durum. Halep ve civarı iç savaştan fazlasıyla etkilendi. O günkü Halep bugün artık yok. Bizim anlatımlarımız da eski Halep’e dair.

Halep Kalesi'nin köprülü ana giriş kapısı

Halep Kalesi’nin köprülü ana giriş kapısı

Halep, bir tepenin üzerine kondurulmuş olan Halep Kalesi’nin etrafında kurulmuş bir şehir. Öyle ki, pergelinizin iğnesini Halep Kalesi’ne koysanız, şehrin sınırlarını o pergelle çizebilirsiniz. Kalenin bulunduğu tepenin etrafı hendekle çevrili. Kale çok hoş bir mimari ile inşa edilmiş. Gaziantep Kalesi’ne ikiz kardeş olacak kadar benziyor.

Halep'in tarihi mahalleleri

Halep’in tarihi mahalleleri

Kalenin civarındaki çok geniş bir bölge Halep’in tarihi mahallelerini oluşturuyor. Kale de dâhil olmak üzere bu bölgenin tamamı UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dâhil. Maalesef çatışmalarda bölge çok büyük zarar gördü.

Kapalı Çarşı'dan bir görünüm

Kapalı Çarşı’dan bir görünüm

Tarihi bölgenin tamamı bir gezgin için hazine değerinde manzaralar sunuyor. Meraklısı buralarda sıkılmadan günlerce gezebilir. Hem bir meskûn alan, hem ticaretin kalbinin attığı yerler. Sırf Kapalı Çarşı’larının toplam sokak uzunluğu 10 km’den fazla. Bir kısmı Osmanlı eseri olan kapalı çarşılar İstanbul’daki Kapalı Çarşı’ya çok benziyor.

Emevî Camii

Emevî Camii

Halep’te çoğunluğu tarihi mahallelerde yoğunlaşmış 300 civarında cami var. Bunların en görkemlisi Emevî Camii ya da Emeviye Camii. Bir camiden öte, büyük bir külliye burası. Ulu Camii de deniyor. 8. asrın başlarında inşa edilmiş. İç savaş sırasında çok hasar aldı, 1090’da yapılan Selçuklu eseri minaresi ise yıkıldı. Basında restore edildiğine dair haberlere rastlanıyor.

Aziz Simeon'un hayatını geçirdiği 18 m yüksekliğindeki sütun burada bulunuyormuş...

Aziz Simeon’un hayatını geçirdiği 18 m yüksekliğindeki sütun burada bulunuyormuş…

Bizim ziyaret ettiğimiz yerler arasında Halep’e 35 km mesafede, Halep ile Reyhanlı’nın arasında bir noktada bulunan Aziz Simeon Antik Şehri vardı. Rivayete göre Antakya doğumlu bir keşiş olan Aziz Simeon, hayatını Allah’a daha yakın olmak için bir sütunun tepesinde geçirmiş. O sütunun bulunduğu alana çok büyük bir kent inşa edilmiş.

Hafız Esad’ın büyük oğlu Basil Esad’ın heykeli ve onun adına yapılan cami. 1994’te bir trafik kazasında ölmeseydi devlet başkanlığını babasından Beşar’ın değil, Basil’in devralması bekleniyordu.

Hafız Esad’ın büyük oğlu Basil Esad’ın heykeli ve onun adına yapılan cami. 1994’te bir trafik kazasında ölmeseydi devlet başkanlığını babasından Beşar’ın değil, Basil’in devralması bekleniyordu.

Suriye’nin kuzeyi oldukça verimli topraklara sahip. Halep ve civarında Akdeniz iklimi hâkim. Yolda giderken kilometreler boyunca zeytinlikler gözünüze çarpıyor. Bir de Suriye’de yediğimiz meyve ve sebzelerin hem görünüşü, hem lezzeti, hem de rayihası olağanüstü idi. Bunu kimyasal gübre kullanma illetinin henüz oraya bulaşmamasına bağlıyorlardı. Meyve ve sebzelerin tadı, çocukluğumuzda yediklerimizi hatırlattı bize.

Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan memlekete giriş

Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’ndan memlekete giriş

HÂSIL-I KELÂM

Suriye’ye ailece yaptığımız turistik seyahate başlamadan önce kafamda Lübnan’ı da kapsayan bir plan yapmıştım. Buna göre Halep üzerinden Şam’a gidecek, oradan Beyrut’a geçecektik. Şam ile Beyrut arası sadece 110 km. Beyrut’tan Akdeniz kıyısını takip ederek Trablusşam ve Lazkiye’ye uğrayacak, sonra da Yayladağı’ndan Türkiye’ye giriş yapacaktık. Görüştüğüm kişiler Beyrut’un güvenli olmadığını ısrarla söyleyince bu planı erteleyip sadece Halep’i gezmekle yetindik.

Bugün Suriye’deki ortam turistik bir seyahate müsait değil. İnşallah şartlar tekrar müsait hale gelir, Suriye sulh-u sükun bulur, böylece biz de bu planımızı hayata geçiririz.

21 Yorumlar

  1. Halil Severcan

    Keşke tüm hariciyecilerimiz gittikleri yerleri sizin gözünüzle görse, sizin değerlerinizle değerlendirse tarihimizi çok daha iyi öğrenmiş olurduk….

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Bizim gibi birkaç gün gidip turistik gözle bakmak kolay. Sorumluluk mevkiinde olanların farklı zorlukları var şüphesiz. Yine de teşekkürler…

      Yanıtla
    • N. Gökçen Kaya

      Sayın Valim, değerli sınıf arkadaşım, Gezi yazınız çok güzel olmuş, elinize sağlık. Büyük bir keyifle okudum. Keşke 35 yıllık meslek hayatımda komşumuz Suriye’yi iç savaş öncesindeki haliyle ben de görebilmiş olsaydım deyip hayıflandım. Olsun. Sayenizde görmüş kadar oldum. Sağolun, varolun.
      İçten selam ve sevgiler.

      Yanıtla
      • GezmeKeyfi

        Kıymetli Büyükelçim, Sevgili Gökçen, ilgin ve güzel sözlerin için teşekkür ederim. Dileriz Suriye’deki huzursuzluk tez vakitte biter, sen de görme imkanına kavuşursun. Suriye çok özel bir yer çünkü. Selamlar…

        Yanıtla
  2. Kerim Ağacanoğlu

    Sayın Valim, kaleminize sağlık; büyük bir keyifle okudum.
    Müsaadenizle okuyucularınız için rahmetli Ahmet Haluk Dursun hocanın Nil’den Tuna’ya Osmanlı kitabından bir anısını nakletmek istiyorum. Suriye deyince aklıma ilk gelen ve beni hüzne gark eden bir anı:
    “ Şam’da bulunduğum yıllarda (1985–1986) şehir trafiğini düzenlemek üzere alınan bir dizi kararla yaya geçitlerinden geçmeyenlere büyük para cezaları uygulanmaya başlamıştı. Bu sırada görüştüğümüz bir Fransız dostum cezanın sadece Suriye vatandaşları için geçerli olduğunu, pasaport gösterildiği takdirde yabancılara ceza uygulanmadığını söyledi. Nihayet yine bir gün yasak olan yerden geçerken trafik polisine yakalandım. Daha önce almış olduğum istihbarata dayanarak yabancı olduğumu belirtip polise pasaportumu gösterdim. Suriye trafik polisi pasaportumun ay-yıldızına baktı ve “Hayır, olmaz” diyerek geri verdi. Ben, yabancı olduğumu ve pasaportun bunu ispat ettiğini söyleyince hayatım boyunca unutamadığım bir tarih dersi yahut tarihi bir ders verdi.
    “Evet, yabancılara ceza vermiyoruz. Amerikalılara, Ruslara, İngilizlere, Fransızlara dokunmuyoruz. Fakat pasaportunuza baktım, siz yabancı değilsiniz” dedi.
    “-Nasıl?” dedim.
    “-Türk bizdendir, biz hepimiz Osmanlı değil miyiz?” “

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Sevgili Kerim, çok etkileyici bir olaymış gerçekten. Benim gördüklerimi teyid eder mahiyette. İlgine teşekkür ederim. Keyifli okumalar…

      Yanıtla
  3. Nalan Cetinoz

    Diger ya,zilarin gibi cok akıcı ve aydınlatıcı.Kalemine sağlık arkadaşım.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Teşekkürler Nalan. Beğendiğine sevindim.?

      Yanıtla
    • Kerim Ağacanoğlu

      Geçmişte olduğu gibi şimdi de tecrübelerinizden ve hatıralarınızdan bizi mahrum bırakmayarak zihin dünyamıza yaptığınız katkı için asıl ben teşekkür ederim Sayın Valim. Saygılar sunarım.

      Yanıtla
  4. Mehmet Dönmez

    Sayın Valim tebrik ediyorum.
    Yine çok akıcı bir üslupla güzel bir anlatım olmuş. Hem tarih, hem coğrafya, hem kültür ve turizm bilgileri içeren ve de duygularınızı yansıtan bir yazı. Biz de duygulanarak hüzünle okuduk. Elinize, yüreğinize ve kaleminize sağlık.
    İnşaAllah Suriye’de barış ve huzur ortamı sağlanır da o güzelim mekanları detaylı olarak birlikte gezeriz. ?

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok sağolun Kıymetli Abim. Sizin de iki sefer gittiğinizi biliyorum. Çok özel bir coğrafya Suriye. Sadece bizim için değil, bütün İslam dünyası için önemli. Düştüğü bu hal çok hüzün verici. İnşallah tez zamanda düzelir.

      Yanıtla
  5. MT

    Sayende gitmiş gibi olduk. Sağolasın.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok teşekkürler. İnşallah siz de gider görürsünüz oraları, geriye ne kaldıysa artık…

      Yanıtla
  6. Anonim

    ???

    Yanıtla
  7. Abdurrahman Savaş

    Görmek nasip olmadı dediğimiz mekanları sayenizde görmüş gibi oluyor, sizin aldığınız keyif ve lezzete de iştirak etmiş oluyoruz.
    Güzellikleri gören gözlerinize, bunları en güzel şekilde, edibane ifade eden ellerinize sağlık Aziz Dost.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Aziz Kardeşim, bu güzel sözler için teşekkür ederim. Yeni yazılar için şevk buluyorum bu sayede. Yüreğine sağlık…

      Yanıtla
  8. Âlim Barut

    Değerli Kardeşim,
    Çok güzel anlatmış, tanıtmışsın. Okumaktan zevk aldım. Tebrik ediyorum, tekrar tekrar…
    Bunda eksik yok, Sadece şunu belirtiyim. Benim gönül haritamda Gaziantep – Kilis ile Halep arasında sınır yok. Bu yörelerden Anadolu’ya gelenleri başka bir ülkeden gelmiş saymıyorum.
    Yozgatlılara da rastlamamışsın herhalde.
    Başarılarının devamını diliyor, yeni yazılarını bekliyorum.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Sevgili Abim, gönül haritasına bakarsan neler neler söylüyor… Suriye’de Yozgatlıları sormak doğrusu aklıma gelmedi. Benim eksikliğim. ? İlgine teşekkürler.

      Yanıtla
  9. İ.A.

    Çocukluğumda evdeki atlasta, Avrupa dışında en çok bakındığım yerlerdi; Hama, Humus … Kafiyeli ve kulağıma hoş gelirdi. Gitmek görmek nasip olmadı ama bir nefeste gezdim geldim komşu/yadigar toprakları.

    Elinize sağlık.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Oo, bu ne hız! İnşallah cismen gitmek de nasip olur ?

      Yanıtla

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir