Rusya Gezi Rehberi

Haritaya akseden ihtişam…

RUSYA

İLGİLİ SAYFALAR:

> Moskova

> St. Petersburg

12 Aralık 2020

Avrupa ve Asya’nın siyasi haritasında hatırı sayılır yer kaplayan bir ülke Rusya. Resmi adıyla Rusya Federasyonu. Sovyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasından sonra onun bayrağını taşıyor. 1990 ve 1991 yıllarında bağımsızlığını kazanan diğer 14 ülkenin topraklarının da bu yapıya dâhil olduğunu düşününce, o günlerin SSCB’sinin haritada işgal ettiği alanın büyüklüğünü tahayyülde zorlanabilir insan. Bugün orta yaş ve üzerinde olanlar hariç. Onlar, yani biz, o günleri bizzat yaşadık çünkü.

Bir St. Petersburg manzarası

Bir St. Petersburg manzarası

Rusya gerek dünya tarihinde, gerekse bizim tarihimizde çok önemli bir yere sahip. Soğuk savaş döneminin en önemli aktörlerinden biri. “İki kutuplu dünya” denince de, “dünyanın iki süper gücü” denince de ilk akla gelen ülkelerden biri. Bu kavramları tarih kitaplarının sayfalarına havale etsek bile, Rusya bu defa da günümüz dünyasının en önde gelen güçlerinden biri olarak karşımız çıkıyor. 145 milyonu bulan bir nüfusa sahip, dünyanın sayılı ekonomilerinden biri. Kısacası hakkında ciltler dolusu kitapların yazılabileceği, nitekim yazıldığı bir ülke.

Moskova'da Kurtarıcı İsa Katedrali

Moskova’da Kurtarıcı İsa Katedrali

Yerine göre farklı adlar taşısa bile “Rusya”, tarih sahnesinin bir aktörü olduğu çağlardan itibaren genellikle çok etnisiteli, çok dinli ve çok kültürlü bir karaktere sahip olmuş. Bu özelliği dolayısıyla “ulus-devlet” kalıbına hiç sığamamış. Çarlık döneminde “imparatorluk” iken, SSCB ve Rusya Federasyonu dönemlerinde “federal” bir yapıyı benimsemiş. İstatistiklere göre bugünkü Rusya nüfusunun %80 civarı Rus, geri kalanların en büyük bölümünü ise Türk toplulukları oluşturuyor. Dini mensubiyetler konusunda kesin veriler olmamakla birlikte, ülke genelinde 20 milyon civarında Müslümanın yaşadığı değerlendiriliyor.

Vladivostok'ta liman manzarası

Vladivostok’ta liman manzarası

Böyle bir ülke hakkında dile getirilebilecek epeyce tarihi bilgi ve bir dolu değerlendirme var şüphesiz. Bununla birlikte, bir gezi yazısının formatını zorlamamak için bu ülkenin günahıyla sevabıyla tarihteki sicilini de, bugününe dair sofistike yorumları da bir kenara bırakmamız icap ediyor. Biz bu sayfalarda ziyaretçi olarak yaşayıp gördüğümüz Rusya’ya odaklanacağız.

Nazım Hikmet'in mezarı başında

Nazım Hikmet’in mezarı başında

Rusya Federasyonu’na 2004’ten itibaren birkaç seyahatim oldu. Moskova’ya birkaç kez, St. Petersburg ve Vladivostok’a birer kez gittim. Bu şehirlerden Moskova ve St. Petersburg’a dair gezi notlarımı ilgili sayfalarda anlattım. Ama Vladivostok için ayrı bir sayfa yapamadım, çünkü bu şehri, iki gün geçirmeme rağmen hakkında bir gezi yazısı yazacak kadar göremedim.

Vladivostok'ta Russkiy Most, yani Rus Köprüsü

Vladivostok’ta Russkiy Most, yani Rus Köprüsü

Vladivostok hakkında birkaç cümle söylemem gerekirse, burası Rusya’nın en güneydoğusunda, Japon Denizi, yani Büyük Okyanus kıyısında bir şehir. Çin’e, Kuzey Kore’ye ve Japonya’ya çok yakın bir noktada. 2013 yılında Rusların ev sahipliğinde bir toplantı vesilesiyle gitmiştim. Toplantının dünyanın her yerinden gelen katılımcıları olarak Moskova’da buluştuk ve Rus tarafının ayarladığı özel bir uçuşla Vladivostok’a gittik. Moskova-Vladivostok arası direkt uçuşla 9 saat!

St. Petersburg'un Kazan Katedrali

St. Petersburg’un Kazan Katedrali

Sorun şu ki, o kadar yolu gittikten sonra iki gün boyunca şehir dışındaki bir üniversite kampüsüne kapanarak toplantılarımıza odaklandık. Rus ev sahiplerimize kalsa bizi tekrar kampüsten alıp doğruca Moskova uçağına bindireceklerdi. Fakat misafirlerin sızlanmalarına dayanamayarak bütün heyeti otobüslere doldurup Vladivostok’u şöyle bir turlattılar. Böylece otobüsten hiç inmeden, adeta gelin arabasının şehir turu atması gibi ilginç bir tecrübe yaşamış olduk.

Kremlin Sarayı ve Aziz Basil Katedrali önünde

Kremlin Sarayı ve Aziz Basil Katedrali önünde

Türkiye’nin Rusya ve Ruslarla en fazla ilgisi olan vilayeti hiç şüphesiz Antalya. Ben de Antalya’da görev yaptığım dönemde bu ilginin boyutlarını bizzat görüp yaşadım.

St. Petersburg'da Dökülen Kan Kilisesi

St. Petersburg’da Dökülen Kan Kilisesi

O dönemde Antalya’ya Rusya’dan yılda 3,5 milyonu bulan sayıda turist geliyordu. Yaz sezonunda adını bile duymadığımız Rus kentlerinden Antalya’ya doğrudan uçuşlar yapılıyordu. 2015 yılında Suriye sınırımızda bir Rus savaş uçağının düşürülmesi sonrasında patlak veren krizin çözülmesinden sonra turizm yeniden öyle bir canlandı ki, 2019 yılında Antalya’yı ziyaret eden Rusların sayısı 5,5 milyonu aştı. Kısacası, Ruslar için Antalya’nın cazibesi artarak devam ediyor.

"Kuzey'in Venedik'i" St. Petersburg

“Kuzey’in Venedik’i” St. Petersburg

Antalya’dan yapılan yaş sebze, meyve ve kesme çiçek ihracatımızın en büyük bölümü Rusya’ya yönelik. Bu ilimizde yaşayan 80 bin civarındaki yabancı uyruklu kişinin yaklaşık yarısını Ruslar oluşturuyor. İl genelinde Rusların 3 adet okulu, çeşitli dernekleri ve bir de başkonsoloslukları var.

Bir Kızıl Meydan görüntüsü

Bir Kızıl Meydan görüntüsü

Rusya’da gittiğimiz yerlerdeki şehircilik anlayışının verdiği ilhamla, insanı üzen bir gerçeği hatırlıyoruz. Devletin daha buyurgan olduğu totaliter rejimlerde de, hak ve hürriyetlerin toplumun genetik kodlarına kadar nüfuz ettiği daha demokratik rejimlerde de çok güzel kentler kurulmuş. Kimi yerde devletin zoruyla, kimi yerde ise asırların birikimi olan estetik anlayışla.

Matruşka'nın anavatanında bir matruşka dükkanı

Matruşka’nın anavatanında bir matruşka dükkanı

Biz şehircilik konusunda ne birini, ne ötekini örnek almışız. Az sayıdaki örnekleri istisna tutarsak, Türkiye’deki şehirler de, münferit binalar da mimari ve estetik açıdan maalesef son derece zayıf. Yaşanabilirlik kriterleri bakımından çok aşağılarda. Şehircilik ve mimaride kuzey ve batımızdan ziyade, güney ve doğumuzdaki coğrafyalara daha çok benziyoruz. Özellikle de Ortadoğu coğrafyasına… Kısacası bu konuda toplum olarak sınıfta kalmışız.

St. Petersburg'un sembol yapılarından Aziz İshak Katedrali

St. Petersburg’un sembol yapılarından Aziz İshak Katedrali

Bir de inşa ettiğimiz şehirlerin betona boğulması gerçeği var. Betonun ömrü en iyimser hesaplamalara göre 100 yılı geçmiyor. Demek ki etrafımızda gördüğümüz yapıların hiçbiri bir asır sonra ayakta olmayacak. Göbeklitepe’deki eserlerin 12 bin, Mısır’daki bazı piramitlerin 5 bin, Anadolu’daki Selçuklu eserlerinin bin yaşında olduğu bir dünyada, bir tek asır bile dayanmayacak bir yapı stokundan bir medeniyet inşa etme iddiasında bulunmak… “hayal” bile değil. Çok acı…

*******************

Rusya hakkındaki bu genel girişten sonra MOSKOVA ve ST. PETERSBURG yazılarım için tıklayın.

6 Yorumlar

  1. Mikail

    Rusya’yı, tarih ve kültürünü çok iyi özetlemişiniz, ellerinize sağlık. Her şehir mimar ve şehir plancılarının elinden çıkmış gibi, bizim şehirlerden de mimarlar, şehir plancıları çıkmış gibi. Diğer ülke ve şehirlerle ilgili yazıları da okuyacağım. Bir önerim var; bu şehirlerde gezdiğiniz yerler dışında gezilecek yerleri de en azından liste olarak yazarsanız, ziyaret edeceklere rehberlik edersiniz.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok teşekkürler. Şehircilik konusundaki tespitin çok doğru. Görünen o ki bizde mimarlar ve şehir plancıları devre dışı gerçekten. Bunun faturasını da çok ağır şekilde ödüyoruz. Gezilecek yerler listesine gelince, ben prensip olarak gitmediğim yerleri yazmıyorum, bana ait olmayan fotoğrafları kullanmıyorum. Mutlaka yazılacaksa da gitmediğim şerhini düşerek değiniyorum. Benim yazılarım biraz rehber ama daha çok hatırat ve değerlendirme. Gezilecek yerlere dair listeler internette bol bol var nasıl olsa. İlgine tekrar teşekkürler…

      Yanıtla
  2. Azim çelikten

    Sevgili Muammer yazını keyifle okudum.Teşekkürler…
    Bir şehrin sıfırdan nasıl, sanatsal ve estetik güzellik olarak,inşa edilebileceğini çok iyi belirtmişsin.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Sevgili Azim çok teşekkür ederim. Şehircilik konusunda onlardan almamız gereken dersler var gerçekten de. Selamlar…

      Yanıtla
  3. Murad Arslan

    Güzel yazınız için teşekkürler…takipteyiz…

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Yeni yazılar için şevk veriyor ilginiz. Çok teşekkürler.

      Yanıtla

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir