Arnavutluk Gezi Rehberi
KRUJE (AKÇAHİSAR)

Kruje Kalesi
14 Ağustos 2022
Kruje (Kruye) ya da Kruja (Kruya) Arnavutluk’un tarihi bakımından en önemli şehirlerden biri. Bu önemi büyük ölçüde İskender Bey önderliğinde Osmanlı Devleti’ne karşı verdiği direnişten kaynaklanıyor. Bir de 1912’de Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesini takiben Esad Toptani Paşa tarafından kurulan ama fazla yaşamayan Orta Arnavutluk Cumhuriyeti’nin merkezi olmasından.

Kruje ya da Akçahisar manzarası
Tarihin eski çağlarından beri yerleşim olan şehir, 14. asrın sonlarından itibaren Osmanlı akınlarına sahne oluyor. Osmanlı devlet yönetiminde aldığı görevi bırakarak Hıristiyan olan ve memleketine gelen İskender Bey, daha önce babasının yaptığı liderlik görevini devralarak Kruje merkezli direnişe öncülük ediyor. Bu dönemde Osmanlı ordusunu epeyce uğraştırıyor. Fatih Sultan Mehmed onun Venedik’teki ölümünden sonra, 1478’deki dördüncü kuşatmada Kruje’yi ancak fethedebiliyor. Bugün de Kruje İskender Bey’le özdeş bir kent olarak biliniyor.

Şehirden kalenin görünümü
Kurulduğu tepe ve bu tepe üzerindeki kale dolayısıyla Osmanlılar bu şehre Akçahisar adını vermiş. Tiran’a 30 km gibi kısa bir mesafede bulunuyor fakat yolun önemli bir bölümü dağlık araziden geçtiği için zahmetli bir güzergâh. Yine de kesinlikle gitmeye değer.

Kale içerisinde İskender Bey Müzesi
Yüksek rakımlı bir tepeye kurulan Kruje Kalesi, bünyesindeki diğer eserlerle birlikte şehrin cazibe noktalarından birini oluşturuyor. Kalenin bulunduğu konum bölgenin panoramasını 360 derece seyretmeyi mümkün kılıyor. Kale içerisinde bugün birkaç restoran ziyaretçilere hizmet veriyor.

Fatih Sultan Mehmed Camii’nden arta kalanlar
Fetihten sonra kale içerisinde inşa edilen Fatih Sultan Mehmed Camii ve Türk hamamı, kalenin çoğu bölümü gibi bugün sadece yıkıntı halinde. Buna karşılık 1980’lerin başında Arnavut milliyetçiliğinin sembol mekânlarından biri olmak üzere Enver Hoca yönetimi tarafından inşa edilen İskender Bey Müzesi son derece mamur bir halde.

Eski Çarşı’dan bir görünüm
Kruje’deki turistik yerler içerisinde en sıcak ve sempatik olanı Osmanlı Çarşısı olarak da bilinen Eski Çarşı. Çeşitli Balkan şehirlerinde benzerleri bulunan çarşıda hediyelik ürünlerin yanı sıra ev ve giyim eşyaları da satılıyor. Çarşıyı gezerken zaman zaman esnafın ısrarcı tavrı ile karşılaştığımızı belirtmem lazım. Belki de satışlar iyi olmadığındandır, kim bilir. Yine de çarşıyı gezmek keyifli idi.

Murad Bey Camii
Çarşıya bitişik vaziyette bulunan Murad Bey Camii 1533 yılında inşa edilmiş. Gayet sade bir tarza sahip bulunan cami 2014 yılında TİKA tarafından restore edilmiş.

Çarşıya giriş
Çarşıyı gezerken dükkânlardan birinde gördüğümüz bizim bağlamaya benzeyen bir sazın adını öğrenmek istedim. Satıcı kadın “çifttelli” diye cevap verdi. Ben “çift” ve “tel”in manasını izah ederek bunların Türkçe olduğunu söyledim. Ama kadının Arnavut inadı tuttu, “Türkler burada 500 sene kaldı, bizden size geçmiştir” dedi. Ben de açıp sözlüğe baktım, meğer “çift” Farsça imiş. “Farsça bir kelimeyi buraya ancak Türkler getirebilirdi” diye mevzuyu bağladım. Sonuç olarak bu minik muhaverede Arnavutların inatçı, aynı zamanda katı milliyetçi tavırlarının somut bir örneğine şahit oldum.

İskender Bey Müzesi’nin bir başka görüntüsü
Bundan daha rahatsız edici bir örnek olmak üzere Kruje’deki tarihi eserlerin bulunduğu yerlere Arnavutluk Devleti tarafından konulan Arnavutça ve İngilizce bilgilendirme tabelalarında Osmanlı kelimesinin yanında mutlaka “işgal”, “istila” gibi ibarelerin kullanılması dikkatimizi çekti. Bahse konu eseri Osmanlı’nın inşa ettiğini yazmışlar, lakin “Osmanlı işgali sırasında” demeyi de ihmal etmemişlerdi…

Kalenin dibinde Baba Maksur Tekkesi
Balkanların genelinde olduğu gibi bu bölgenin İslamlaştırılmasında Bektaşilik önemli rol oynamış. Sağda solda Bektaşi tekkeleri ve türbelerine rastlamak çok sıradan bir durum. Bunlardan birine, Baba Maksur Tekkesi’ne Kruje Kalesi’nin bulunduğu tepenin eteğinde denk geldik. Mağara şeklindeki tekkeye sonradan dış duvarlar eklenmiş.

Sarı Saltuk’un ayak izi var diye bu türbeyi yapmışlar…
Uğradığımız bir diğer mekân ise Tiran yolu üzerinde Sarı Saltuk’un ayak izinin bulunduğuna inanılan türbe. Burayı ziyaretimiz sırasında yaşlı bekçi bize yarı Türkçe bilgi verdi, dualar eşliğinde ayak izini öperek orada nasıl ibadet edilmesi gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi. Bunlardan başka çeşitli Balkan ülkelerinde olduğu gibi Kruje yakınlarında da bir Sarı Saltuk türbesi var, fakat ulaşımı zahmetli olduğu için gitmedik.

Kruje kent merkezi
Özetle Kruje doğal ve tarihi güzellikleri dolayısıyla ilginç bir yer. Kalesinde Arnavut milliyetçiliğinin, Eski Çarşı’sında ise Osmanlı’nın havasını teneffüs edebileceğiniz hoş bir seyahat rotası.
Muammer Abi, eline, gönlüne, gezdiren ayağına sağlık. Çok hoş olmuş. Gezmek kadar yazmak da önemli. Darısı bizlere inşallah. Selamlar.
Sevgili İbrahim, Allah sana ve arzu eden herkese güzel gezmeler nasip etsin. İlgine teşekkür ederim.