Romanya Gezi Rehberi

BÜKREŞ

 

 

Romanya Parlamento Sarayı

Romanya Parlamento Sarayı

5 Eylül 2020

Başkent Bükreş 2 milyona yakın nüfusu ile Romanya’nın en büyük şehri. Turistik açıdan baktığımızda bir ya da en fazla iki gün içerisinde şehrin tamamını gezmek mümkün. Şehrin geneli için söyleyemesek bile belli bölgelerde ve binalarda geçmişin ihtişamı müşahede ediliyor. Bu duruma özellikle Doğu Blokundaki şehirlerde, bir de geçmişte sömürge olan ülkelerin şehirlerinde sıklıkla rastladığımı ifade etmek isterim.

Kretzulescu Kilisesi

Kretzulescu Kilisesi

Geçmişte kendi içinde tutarlı bir mimari anlayışla inşa edilen şehirler ve binalar, zamanla şartlar değişip ekonomik sıkıntılar baş gösterince bakımsız hale geliyor. Tamire ihtiyaç duyan, ince işçilik gerektiren, boya isteyen bir dolu yapı. Bütün bunlar hem bir şekilde geçmişin ihtişamını ortaya koyuyor, hem de bakımsızlığı ile üzüyor insanı. O şehrin yakın tarihteki serencamını da bir bakışta özetliyor size. Gerek Bükreş’te, gerekse Temeşvar’da dolaşırken bu hissiyata kapıldığımı söyleyebilirim.

Zafer Takı

Zafer Takı

Bükreş’in genel görünümünde bir Paris benzerliği görmek mümkün. Bilinçli bir tercih imiş bu durum. Zamanında şehrin imarından sorumlu olanlar hem şehir planında, hem binaların mimarisinde, hem de sokak tabelası gibi birtakım ayrıntılarda Paris’i taklit etmişler. Zafer Takı (Arcul de Triumf) bu taklidin en mücessem örneklerinden. Çavuşesku dönemine gelindiğinde ise daha ziyade Sovyet mimarisi hâkim olmuş şehre.

Bükreş Türk Şehitliği

Bükreş Türk Şehitliği

Biz programımız gereği ilk olarak Bükreş Türk Şehitliği’ni ziyaret ettik. Burası I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden şehitlerimiz için 1932 yılında inşa edilmiş. 400’ü müstakil, 535’i ise toplu mezarlarda olmak üzere toplam 935 şehit burada medfun bulunuyor. Osmanlı dönemine ait diğer şehitliklerde olduğu gibi burada da mezar taşlarındaki isimler, şehitlerin çok farklı etnik kökene mensup olduğunu gösteriyor. Allah hepsine rahmet eylesin.

Rumen Parlamentosu ya da "Çavuşesku’nun Sarayı"

Rumen Parlamentosu ya da “Çavuşesku’nun Sarayı”

Parlamento Sarayı (Palatul Parlamentului) sonradan kurşuna dizilecek olan Devlet Başkanı Çavuşesku tarafından yapıldığı için “Çavuşesku’nun Sarayı” olarak da isimlendiriliyor. 1983 yılında başlayan inşaatı 1997 yılında büyük ölçüde tamamlanmış, bazı bölümlerinin yapımı ise 2000’li yıllara sarkmış. Komünist dönemin ürünü olduğu için mimari tarz olarak Moskova’daki dev yapıları andıran bina, bazı açılardan Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş: Dünyadaki en büyük sivil yönetim binası, en pahalı bina ve en ağır yapı imiş. Sarayın 3 milyar Avro’yu bulan maliyeti halkta ciddi tepkilere yol açmış. Kim bilir, belki de Çavuşesku’nun devrilmesinde bardağı taşıran son damla bu binanın yapımı olmuştur. Parlamento Sarayı ziyarete açık olmakla birlikte biz içerisine girmedik, karşıdan ihtişamını seyretmekle yetindik.

Özgürlük Parkı

Özgürlük Parkı

Bükreş’te çok sayıda güzel park var. Bunlardan Rumen Kralı I. Carol’un adının verildiği parkın ismi (Parcul Carol) komünist dönemde değiştirilerek Özgürlük Parkı (Parcul Libertății) haline getirilmiş. İnsanların hoşça vakit geçirebileceği yeşil alanların yanı sıra, Meçhul Asker Anıtı ve Milli Kahramanlar Anıtı da bulunduğu için park, çeşitli resmi törenlere de ev sahipliği yapıyor. Park içerisinde atlı polislerin dolaşması dikkat çekiyor.

Tei Parkı'ndan bir görünüm

Tei Parkı’ndan bir görünüm

Şehir merkezindeki bir diğer park olan Tei Parkı (Parcul Tei), içerisinde bulunan gölle bütünleşen hoş bir alan. Göl dediğim şey aslında Bükreş’in içerisinden kıvrımlar yaparak geçen Colentina Nehri’nin genişletilerek göl haline getirilen kısmı. Gölün kenarında bir öğle yemeği yediğimiz restoranın sahibi Kayseri Sarız’lı bir hemşehrimiz imiş. 1990’larda Romanya’nın demokrasiye geçme sürecinde Bükreş’e geldiğini, küçük çaplı başladığı işlerini zamanla büyüttüğünü, bunu yaparken de devlet otoritesinin tam yerleşmemiş olmasının getirdiği boşluklardan istifade ettiğini, belediyeden birileriyle sempatik ilişkiler kurarak kendisine tahsis edilen alandan daha fazlasını kullandığını, vs anlattı. Restoranı bugün Bükreş’in sayılı elit mekânlarından biri haline gelmiş. Siyaset, bürokrasi ve iş dünyasından çok fazla müşterisi varmış.

Tei Parkı'nda Haydar Aliyev'in büstü

Tei Parkı’nda Haydar Aliyev’in büstü

Tei Parkı içerisinde Azerbaycan’ın merhum Devlet Başkanı Haydar Aliyev’in de bir büstü bulunuyor. Büst, Aliyev’in iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinde gösterdiği çaba dolayısıyla 2007’de konmuş.

Köy Müzesi’nde kırsal bir kilise örneği

Köy Müzesi’nde kırsal bir kilise örneği

Bükreş içerisindeki saklı cennetlerden bir diğeri Herastau Parkı (Parcul Herăstrău). Parka bilahare Romanya’nın 2017’de ölen son kralının adı verilerek Kral I. Mihai Parkı (Parcul Regele Mihai I) denmiş. Yine Colentina Nehri’nin estetik kıvrımları üzerine oluşturulan bir gölün etrafında dizayn edilmiş. Bu parkın bir kenarında Bükreş gezilerinin önemli duraklarından birisi olan Köy Müzesi (Muzeul Satului) bulunuyor. Müzeye, Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış bulunan ve bu müzenin kurulmasını sağlayan Rumen bilim adamı Dimitri Gusti’nin adı verilmiş. Romanya’nın muhtelif bölgelerinde bulunan ve 17-20. yüzyıllar arasında inşa edilmiş olan ev, ahır, kilise, değirmen gibi kırsal yapılar yerinden sökülerek bu açık hava müzesinde yeniden inşa edilmiş. Kullanılan ev eşyaları, tarım araç-gereçleri ve diğer malzemeler de getirilerek yerli yerine konmuş. Hem bir etnografik gezi, hem de soluklanmak için ideal bir yer olmuş burası. Rumenlerin Köy Müzesi, Ankara Altındağ’da aynı mantıkla kurulan Altınköy’e ilham vermiş midir, araştırmak lazım.

Ortodoks Patriarkal Katedrali

Ortodoks Patriarkal Katedrali

Çoğu Avrupa şehrinde olduğu gibi Bükreş’te de bir Eski Şehir bölgesi bulunuyor. Ama burası diğer şehirlerdeki benzerleri kadar eski halini muhafaza edebilmiş bir yer değil. Epeyce elden geçmiş. Yine de yeme-içme ve alışveriş amaçlı gezilip görülebilecek bir bölge. Ayrıca farklı tarihi dönemlerin mimarisini yansıtan çok sayıda meydanın varlığı da dikkat çekiyor.

Ortodoks Patriarkal Katedrali

Ortodoks Patriarkal Katedrali

Bir tepeye kurulmuş bulunan Romanya Ortodoks Patriarkal Katedrali (Catedrala Patriarhală), yanındaki Patriklik Sarayı (Palatul Patriarhal) ile birlikte bir bütünlük oluşturuyor. Her ikisi de 17. asırda inşa edilmiş. Ortodoks kiliselerinde genellikle rastlandığı üzere Katedralin içindeki süsleme ve freskler göz kamaştırıyor. Gerek bulundukları konum, gerekse mimari tarzları ile Katedral ve Saray, Bükreş’i ziyaret edenlerin görmesi gereken mekânlar.

0 Yorum

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir