Tanzanya Gezi Rehberi
ZANZİBAR ADASI

Zanzibar’ın balıkçı tekneleri
10 Ekim 2020
Zanzibar ya da Farsça orijinaliyle Zengibar, Tanzanya ana karasının doğusunda, Hint Okyanusu içerisinde yer alan bir adalar topluluğu. Ama “Zanzibar Adası” denince genellikle merkezi konumdaki en büyük ada anlaşılıyor. Bu en büyük ada yerel dilde “Unguja” olarak adlandırılıyor. Bölgedeki ikinci büyük ada olan Pemba Adası da önemli turizm alanlarından biri haline gelmiş.

Taş Kasaba’da bir sokak manzarası
Adaların tamamında 1,3 milyon civarında insan yaşıyor. Bu nüfusun 700 bin kadarı Zanzibar, yani Unguja Adası’nda mukim. Halkın tamamı Müslüman. Tanzanya federal bir ülke, Zanzibar ise özerk yönetime sahip bir eyalet statüsünde. Tanzanya’nın Tanganyika ana karası ve Zanzibar adasının birleşmesiyle meydana geldiğini Tanzanya ana sayfasında yazmıştık.

Zanzibar Limanı’nda hareketlilik
THY’nin İstanbul’dan Tanzanya’daki 3 noktaya doğrudan uçuşları var: Darüsselam, Kilimanjaro ve Zanzibar. Bizim programlarımız Darüsselam’da olduğu için Zanzibar’a günübirlik bir ziyaret yaptık.

Zanzibar evlerinin havadan görünüşü
Darüsselam’dan Zanzibar’a deniz yoluyla ulaşmak mümkün. Ama daha hızlı ulaşmak isteyenler bizim yaptığımız gibi havayolunu kullanıyor. İkisi arasında çalışan çoğunluğu pervaneli küçük uçaklar var. Yolculuk 20 dakika kadar sürüyor.

Darüsselam-Zanzibar arasında çalışan “dolmuş” uçaklar
Darüsselam Havaalanı’nda Zanzibar’a uçmak üzere sırasını bekleyen onlarca uçağı görünce epey şaşırdığımı ifade etmem lazım. İki nokta arasında bu kadar yoğun bir trafik olacağını tahmin etmemiştim. Doğal olarak bir o kadar uçak da Zanzibar Havaalanı’nda konuşlanmış idi. Bunlar “dolmuş” usulü, dolunca kalkan türde uçaklardı. Neredeyse her 15 dakikada bir uçak kalkıyor.

Arap Kalesi içerisinde hediyelik eşya dükkanları
Uçaklarda tek pilottan başka personel bulunmuyor. Bizim adaya giderken bindiğimiz 10-12 kişilik uçağın Hint asıllı olduğunu öğrendiğimiz genç pilotu, kalkış öncesinde sıra savmak kabilinden bir-iki cümlede güvenlik önlemlerini saydı. Dolmuş benzetmesini daha da hak edecek şekilde “can yelekleri orada, koltuğunuzun altında, gerekirse alırsınız işte” gibi bir üslupla…

Taş Kasaba’dan bir sokak manzarası
Tanzanya’yı turistler için cazip kılan unsurlardan biri ana karadaki milli parklar ve doğal yaşam alanları, bir diğeri ise Zanzibar Adası ve civarı. Zanzibar ve civarındaki tarihi eserler, deniz sahili ve egzotik görüntüler yabancı misafirlerin ilgisini ziyadesiyle çekecek güzellikte. Afrika, Avrupa, Arap, Fars ve Hint kültürlerinin hepsinden birer parça alarak oluşmuş bir kültürler harmanı burası.

Ünlü Zanzibar kapılarına ahşap işlemeli bir örnek
Zanzibar öteden beri ana karadan daha iyi ekonomik durumda olmuş. Adaların yemyeşil tropik dokusunda yetişen ürünlerin getirdiği bereket sayesinde halk daha müreffeh durumda. Özellikle tarçın, karanfil, karabiber gibi burada yetişen baharatlar, yüzyıllar boyunca önemli gelir kaynağı olmuş. Ticaret yolları üzerindeki konumu da Zanzibar’a büyük avantaj sağlamış. Deniz yoluyla yapılan ticaretten bolca nemalanmışlar.

Ders arasındaki okul çocukları
Bu ticarete maalesef insanlığın yüz karası olan köle ticareti de dâhil olmuş. Zanzibar uzun yıllar köle ticaretinin önemli ara duraklarından biri olarak kullanılmış. Adalarda bu ticaretin bugün bile insanın yüreğini burkan izlerine rastlanıyor. Benzer şekilde ana karada avlanan fillerden elde edilen fildişinin ticareti de bu ada üzerinden gerçekleştiriliyormuş. Günümüzde ise Zanzibar, bölgedeki önemli bir turizm merkezi olması sayesinde nispi olarak iyi bir ekonomik seviyede.

Taş Kasaba sokakları
Zanzibar Adası ziyaretçilere yüzme, dalgıçlık, sörf gibi su sporlarının yanında orman içerisindeki doğal hayatın, köy yaşantısının, baharat üretiminin görülebileceği eko-turizm tarzında alternatifler sunuyor. Maldivler kadar lüks olmasa da, egzotik bir tatil yapmak isteyenlerin, zaman zaman da balayı için gelenlerin gözde mekânlarından burası. Ama bizim gibi günübirlik ziyaretçiler buradaki sınırlı zamanlarını Zanzibar’ın tarihi bölgesinde geçirmek durumundalar.

Yöresel kıyafetli kadınlar
Zanzibar’ın şehir bölgesinde gezilecek en öncelikli yer Taş Kasaba (Stone Town) denilen semt. Burası deniz içine doğru uzanan bir buruna inşa edilmiş, adanın tarihi değeri en yüksek bölgesi. Birçok şehirde örneğini gördüğümüz “Eski Şehir” tarzı bir yerleşim. 2000 yılından itibaren UNESCO tarafından dünya miras listesine dâhil edilmiş. Binaların yapımında mercan kayalarının kullanılmasından dolayı bu adı almış.

Balık avından dönmüş tekneler
Taş Kasaba, sokaklarında dolaşırken kendinizi geçmiş zamana ışınlanmış gibi hissedeceğiniz bir yer. Buranın bizim alıştığımızdan farklı atmosferini teneffüs etmek için labirent benzeri sokaklarında kaybolmak lazım. Çok geniş bir mahalle olmadığı için her yerini yürüyerek dolaşmak mümkün.

St Joseph Katedrali
Sokak aralarında çok sayıda camiye rastlanıyor. Ayrıca iki adet de katedral var ki camilerden çok daha gösterişli mimari ile inşa edilmişler.

Darajani Pazarı
Bu mahallenin en canlı noktalarından biri, hem kapalı, hem de açık bölümleri olan Darajani Pazar Yeri. Burada sebze, meyve, et, balık, baharat cinsinden ne ararsanız var. Et ve balıkların bulunduğu bölüm olması gereken hijyen standartlarını pek karşılamıyor, içinden geçerken koku sizi rahatsız ediyorsa da, bu pazar yerel halkın ihtiyacını önemli ölçüde karşılıyor.

Pazarda çeşit çeşit tropik meyve satılıyor
Tropik bir bölge olduğu için bir kısmı bizim yabancısı olduğumuz envai çeşit meyve ve sebze satılıyor burada. Ayrıca canlı piliçlerin de satıldığına şahit olduk.

Darajani Pazarı’nda et reyonu
Zanzibar üzerinden yapılan köle ticaretinde kullanılan mekân bugün basit bir müzeye dönüştürülmüş. Köle Odası (Slave Chamber) adı verilen bu mekân, 20. yüzyıla kadar faaliyette kalmış. Doğrulduğunuz zaman başınızın tavana değeceği kadar alçak odalarda yüzlerce köle tutuluyormuş. Duvarlarda adeta hayvan bağlıyormuşçasına demir halkalar var. Köleler burada kendilerini götürecek gemi gelinceye kadar haftalarca, bazen aylarca bekletiliyormuş. Böylece bir taraftan da bir tür seleksiyona tabi tutularak dayanıklılıkları ölçülüyor, ölmeyecek kadar iyi durumda olanlar köle olarak pazarlanıyormuş. Burayı gezince insanoğlunun ne kadar acımasız olabildiğini görerek ürperiyor, insanlığınızdan utanıyorsunuz.

Hint usulü bir kapı. “Filsavar”lara dikkat…
Taş Kasaba’daki binaların birçoğunda ince işçilikle imal edilmiş sanat eseri kapılar var. Öyle ki bu kapılar Zanzibar’ın görülmesi gereken turistik bir değeri haline gelmiş. Kapının tarzına bakarak Arap mı, Hint mi yoksa Swahili, yani yerli mi olduğunu anlamak mümkün. Hint usulü kapılarda boynuz tarzı çıkıntılar görüyorsunuz. Bunlar Hindistan’da filleri kapılardan uzak tutmak için yapılıyormuş. Bir tarz olarak Zanzibar’da da kullanılmış.

Zanzibar’ın en sevimli sakini
Sokak aralarında bir yerde Queen Grubu’nun 1991’de ölen solisti Freddie Mercury’nin doğduğu ev var. Bugün otel olarak kullanılıyor. Kapısına “Freddie Mercury Evi” diye yazmışlar. İlgi duyup resim çektirenler oluyor, ama biz pas geçtik. Bu arada, Freddie’nin asıl adı Faruk Bulsara imiş.

Arap Kalesi ya da Eski Kale
Deniz kıyısına yakın bölgede görülmeye değer birkaç yapı karşınıza çıkıyor. Bunlardan Arap Kalesi olarak da bilinen Eski Kale, adanın Portekizlilere karşı savunulması için inşa edilmiş. Günümüzde bazı festivallere ev sahipliği de yapıyormuş. İçerisinde halen turistik eşya satılan küçük dükkânlar var.

Harikalar Evi veya “acaip bir ev”
Kalenin hemen bitişiğinde bugün müze olarak kullanılan Harikalar Evi var. Arapça’da buraya “Beyt el-Acaib” deniyor. Bu adı hak etmesinin sebebi, buralarda elektrik ve asansörün ilk kullanıldığı bina olmasıymış. Harikalar Evi gibi 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Eski Dispanser de fakirlerin tedavi edildiği bir hastane olarak hizmet vermiş.

Bir balıkçı teknesi
Zanzibar Limanı, yük ve yolcu taşımacılığında da kullanılıyor ama teknelerin çoğunluğu balıkçılıkta kullanılıyor. İrili ufaklı bu tekneler çoğunlukla iptidai usullerle yapılmış ve görünüşlerinden pek de güvenli olmadıkları anlaşılıyor. Fakat fotoğraf meraklıları için orijinal görüntü veriyorlar.

Hapishane Adası yolunda Zanzibar’a kısa bir veda
HAPİSHANE ADASI
Zanzibar Adası’nı böylece keşfettikten sonra birçok ziyaretçi gibi biz de limandan basit bir tekneye binerek yerel dilde “Changuu Adası” olarak adlandırılan Hapishane Adası’na geçtik. Zanzibar Limanı’nın 3 mil kadar açığındaki bu ada, köle ticaretinin bir ara istasyonu olarak kullanılmak üzere yapılan hapishane binası dolayısıyla bu ismi almış.

Hastaneye dönüştürülen hapishane binası
Fakat hapishane binası 19. asrın sonlarında, yapımının hemen ardından baş gösteren sarıhumma salgınında karantina amacıyla kullanılmış. Bilahare hapishane olarak kullanımından tamamen vazgeçilmiş ve bir dönem hastane olarak hizmet vermiş. Ada daha sonra egzotik bir tatil yapmak isteyen sınırlı sayıdaki Avrupalı turistin kullanımına tahsis edilmiş. Özetle adada bir hapishane olmamış, ama ismi “Hapishane Adası” olarak kalmış.

Hapishane Adası’nın dev kaplumbağaları
Günümüzde bu adayı ziyaretçiler için cazip kılan asıl sebep, burada bulunan Dev Kaplumbağalar. 1919 yılında Seyşeller’in İngiliz Valisi’nin Zanzibar Sultanı’na hediye ettiği dört adet kaplumbağa bu adada çoğalmışlar. Zamanla kaçırılanlar dolayısıyla sayıları azalınca yenileri getirilmiş. Böylece burada adeta bir “kaplumbağa kolonisi” oluşmuş. Türleri dolayısıyla dev boyutlara ulaşan ve uzun bir ömür süren bu kaplumbağalar Hapishane Adası’nda koruma altındalar.

Kaplumbağanın kendisi gibi üzerindeki 191 yazısı da yıpranmış
Kaplumbağaların yaşları yağlıboya ile kabukları üzerine yazılmış. 100 yaşının üzerinde çok sayıda kaplumbağa var. Bizim gördüğümüz en yaşlısı 191 yaşında idi.

Teknede ayakkabıları çıkarmak lazım…
Denize girmek isteyenler için bu adanın çok güzel kumsalları var. Biz de kısa süreliğine de olsa bu kumsalın ve denizin tadını çıkarmaktan geri kalmadık. Günün sonunda geldiğimiz tekneyle Zanzibar’a, oradan da pervaneli uçakla Darüsselam’a döndük.
Çok güzel olmuş. Oldukça faydalandık. Eline, kalemine, gönlüne sağlık
Çok teşekkürler…
????
??
Sayın Valim. Tanzanya’ya gitmiş, görmüş gibi olduk. Hele resimler iyice canlandırdı ülkeyi. Eserleriyle, sosyal hayatıyla, tabiatıyla.
Teşekkürler ?
Zihninize, elinize ve kaleminize sağlık.?
Sevgili Abim, çok sağolun. İnşallah cismen de gitmek nasip olur size. Gerçekten çok farklı yerler oralar.
Sayın Valim Tanzanya’ya gitmiş gibi olduk. Bol resimler de iyice canlandırdı.
Elinize, Kaleminize sağlık.