Bosna Hersek Gezi Rehberi

TRAVNİK ve CİVARI

 

 

Travnik Kalesi'nden şehir manzarası

Travnik Kalesi’nden şehir manzarası

5 Eylül 2020

B osna Hersek’in 150 yıldan fazla sancak merkezliğini yapmış olan Travnik, Saraybosna’ya 90 km uzaklıkta bulunuyor. Osmanlı Devleti’ne çok sayıda vezir yetiştirdiği için “Vezirler Şehri” diye anılıyor. Bazı kaynaklarda bu sayının 77 olduğu yazılı. Abartı payını düşsek bile bu cesametteki bir şehir için hatırı sayılır bir rakamla karşı karşıya bulunduğumuz açık. Travnik’i tarif ederken kullanılan bir başka ifade ise bir fotoğraf karesine 40 caminin sığdığı yer olması. Fotoğraf çekerken biz bu 40 caminin tamamını göremesek bile, gerçekten de çok sayıda cami ve minaresi kareye giriyor.

Travnik Kalesi'nin girişi

Travnik Kalesi’nin girişi

Şehrin hâkim bir tepesinde kurulmuş bulunan Travnik Kalesi, konumunun sağladığı avantajla vaktiyle güçlü bir savunma mevkii imiş. Kaleye girmek için bir vadinin üzerine kurulu uzunca bir köprüyü geçmek gerekiyor. Bu da kaleyi daha muhkem bir yer haline getiriyor doğal olarak. Bugün ise kalenin konumu, ziyaretçilerin güzel görüntüler yakalayabilmelerine, hoş fotoğraflar çekebilmelerine imkân sağlıyor. Kalenin içerisinde bugün sadece minaresi ayakta kalan bir cami var. Kaleden inerken güzel bir Saat Kulesi’ne (Sahat Kula) rastlıyorsunuz.

Süleymaniye Camii, diğer adıyla Alaca Camii

Süleymaniye Camii, diğer adıyla Alaca Camii

Şehir merkezindeki 19. yüzyıl eseri Süleymaniye Camii (Džamija Sulejmanija), nam-ı diğer Alaca Camii (Šarena Džamija), hem mimarisiyle, hem de “kalem işi” tabir edilen ve boya kullanılarak yapılan süslemeleriyle güzel bir mabed. Ancak girişinin ücretli olması, camiler için alışık olmadığımız bir durum. Bu camiye çok yakın mesafede bulunan Elçi İbrahim Paşa Medresesi de (Elči Ibrahim-Pašina Medresa) görülmesi gereken bir yer.

Gökçe Su'da mini değirmen

Gökçe Su’da mini değirmen

Travnik’te değineceğimiz son yer, Medrese’nin karşısında bulunan Gökçe Su (Plava Voda). Burası gürül gürül akan sularıyla insanın içini açan, oturup birşeyler yenip içilebilecek bir doğal güzellik. Burada Fatih Sultan Mehmed’in de su içtiği ve “Gökçe Su” adını onun verdiği rivayet ediliyor.

Fojnica Manastırı'nda izzetüikram

Fojnica Manastırı’nda izzetüikram

Travnik’e 2013’teki ilk gidişimizde tarihi bir belgeyi görmek üzere Fojnica (“Foynitsa” diye okunuyor) isimli bir kasabada bulunan bir manastıra uğradık. Belgeyi görememe ihtimaline karşı Büyükelçiliğimizin referansı devreye girdi. Neticede kısa bir süreliğine manastıra uğrayıp belgenin birkaç resmini çektikten sonra yola revan olacaktık. Fakat orada bizi karşılayan genç bir Hırvat papaz ve sonrasında bize katılan manastırın içindeki müzenin müdürü öyle bir misafirperverlik örneği gösterdi ki, bir-iki saatimizi orada geçirmek durumunda kaldık. Bize kahvenin yanı sıra manastırın arazisinde yetişen meyvelerden ve meyve sularından ikramda bulunmayı ihmal etmediler.

Fatih'in Ahidnamesi

Fatih’in Ahidnamesi

Bahse konu belge, Fatih Sultan Mehmed’in bölgeyi fethinden sonra orada bulunan rahiplere 1463 yılında verdiği “Ahidname” idi. Bu ahidname ile Fatih, o bölgede yaşayan rahiplerin canlarına, mallarına, kiliselerine dokunulmayacağını, din ve vicdan hürriyetlerinin sağlanacağını hem kendisi, hem de vezirleri ve bütün tebaası adına garanti ediyordu. Ahidnamenin aslı halen bu manastırda gizli bir yerde muhafaza ediliyor. Ziyaretçilere camekân içerisindeki replikasını gösteriyorlar. Bize ayrıca bir nüshasını hediye ettiler.

Manastır'da sergilenen kitabe ve arma örnekleri

Manastır’da sergilenen kitabe ve arma örnekleri

Ahidnameyi gördükten sonra hem müzeyi, hem de binlerce Osmanlı belgesinin, fermanların, vs bulunduğu arşivi gezdirdiler. Bizim tarihimiz bakımından da son derece kıymetli olan bu belgelerin dijital arşive alınması ve korunması konusunda desteğimizi istediler. Dönüşte hem Devlet Arşivleri Genel Müdürü, hem de TİKA Başkanı’yla yaptığım görüşmede bu ihtiyacı dile getirdim ve destek olabileceklerini öğrendim. Lâkin Devlet Arşivleri Genel Müdürü bilahare arayarak, 1990’lı yıllarda bu belgelerin dijital ortama aktarıldığını, böylece bizim arşiv kayıtlarına girmiş bulunduğunu sevindirici bir bilgi olarak ifade etti.

Ahmici şehitlerinin anısına dikilen anıt

Ahmici şehitlerinin anısına dikilen anıt

Travnik yolu üzerinde ziyaret edilebilecek bir diğer nokta Ahmici (Ahmići) köyü. Sıradan bir köy olan Ahmici’yi özel kılan husus, iç savaş sırasında yaşadığı bir trajedi. Bu köyde 1993 yılında Hırvatlar bir günde 116 Boşnak’ı katletmiş. Katliamı yapanlar arasında askerlerle birlikte aynı köyden Hırvat komşuların da bulunması, bu olayı daha da hüzünlü hale getiriyor.

6 Yorumlar

  1. Mehmet Dönmez

    Yine harika bir anlatım.
    ?????

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Teşekkür ederim. Bildiğim kadarıyla sizin de gidip gördüğünüz yerler buralar.

      Yanıtla
  2. Melike GÜL

    Ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in Ahidnamesi de onun ne kadar hoşgörülü olduğunu gösteriyor..

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Bu kadar çeşitli etnisite, din ve kültürün harmanlandığı bir imparatorluğun bu kadar uzun süre yaşaması başka türlü nasıl mümkün olabilirdi ki???

      Yanıtla
  3. Anonim

    Süleymaniye (Alaca) Cami, müze mi ki ücretli?? İbadet etmek istenirse de mi ücret ödeniyor??

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Camii içinde ve dışındaki süslemeler ziyaretçilerden çok rağbet gördüğü için içerisine girişi ücretli yapmışlar. Namaz kılmak isteyenler için son cemaat mahalli denilen giriş kısmında bir yer gösteriyorlar, orası ücretsiz.
      Biz oradayken Türk ziyaretçilerden biri kapıdaki görevliye çıkışıyordu, “burayı biz yaptırdık, bizim malımız, bir de para mı vereceğiz” diye…

      Yanıtla

GezmeKeyfi’e Bir Cevap Bırakın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir