Sırbistan Gezi Rehberi

NİŞ

 

 

Niş Kalesi'nin ana girişi İstanbul Kapısı

Niş Kalesi’nin ana girişi İstanbul Kapısı

11 Eylül 2022

2022 yılında yaptığımız seyahatin dönüş yolculuğunda yurt dışındaki son durağımız Niş (Niš) oldu. Konaklamak için Niş’i seçmemizin en önemli gerekçesi güzergâhımızın üzerinde uygun konumda bulunması idi. Yoksa turistik açıdan Sırbistan’ın ilk tercih edilecek kentlerinden birisi olduğunu söyleyemeyiz. Bununla birlikte Niş’te gezmeye ayırdığımız akşam saatleri bizim için oldukça keyifli ve verimli geçti. Tek sorun fotoğrafların akşam karanlığında çekilmesi oldu.

Kent merkezinde Kral Milan Meydanı

Kent merkezinde Kral Milan Meydanı

Niş, Sırbistan’ın büyüklük sıralamasında Belgrad ve Novi Sad’ın ardından üçüncü sırada gelen şehri. Tarihi oldukça eski. İstanbul’un kurucusu sayılan Konstantin’in de doğum yeri imiş. Avrupa şehirlerinin çoğu gibi Niş’in içinden de nehir geçiyor. Nişava Nehri doğudan batıya akarak kenti ikiye bölüyor. Niş’in yerleşim yerleri çoğunlukla nehrin güneyinde yer alıyor.

İnsanların bir araya gelip vakit geçirdiği Kazancılar Sokağı

İnsanların bir araya gelip vakit geçirdiği Kazancılar Sokağı

Nişava’nın kuzey kıyısındaki Niş Kalesi geçmişte küçük ölçekte bir kale iken Osmanlı döneminde 2 km uzunluğunda surları ve içindeki yapıları ile tam tekmil bir hale getiriliyor. Kalenin ana giriş kapısı İstanbul Kapısı adını taşıyor. Buraya yakın bir konumda ise Belgrad Kapısı bulunuyor.

Osmanlı Hamamı

Osmanlı Hamamı

Kalenin içine girince sizi Osmanlı Hamamı karşılıyor. Hamam binası günümüzde restoran olarak hizmet veriyor.

Bali Bey Camii'nin minaresi yıkılmış

Bali Bey Camii’nin minaresi yıkılmış

Kale içerisinde bugün de farklı amaçlarla kullanılan binalar olsa da en dikkat çekici yapı Bali Bey Camii. Bir 16. yüzyıl eseri olan camii ibadete kapalı. Zaman zaman çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor.

Kral Milan Meydanı’nda Niş’in Kurtarıcıları Anıtı

Kral Milan Meydanı’nda Niş’in Kurtarıcıları Anıtı

Nişava Nehri üzerindeki köprüden karşıya geçince Niş’in merkezi sayılan Kral Milan Meydanı’na ulaşılıyor. Meydanın orta yerinde Niş’in Kurtarıcıları Anıtı yer alıyor. Şehrin Osmanlı’dan kurtuluşunun 60. yılı münasebetiyle 1937’de dikilmiş. Zaten Sırbistan’ın genelinde olduğu gibi Niş’te de “kurtuluş”, “özgürlük”, “zafer” gibi bir kelime duyduğunuzda bunun tereddütsüz Türklere karşı kazanıldığını peşinen kabul etmeniz gerekiyor. Beş asırlık ortak tarih söz konusu ne de olsa.

İslam Ağa Camii

İslam Ağa Camii

Meydana çok yakın bir yerde Niş’te ibadete açık tek cami olan İslam Ağa Camii bulunuyor. Oldukça sade bir mimariyle 18. asırda inşa edilmiş. Biz akşam ve yatsı namazları arası bir vakitte gittiğimizde camide karşılaştığımız bir şahıs ile önce İngilizce sohbete başladık. Şahıs bizim Türk olduğumuzu öğrendiği andan itibaren sohbetimiz Türkçe’ye döndü. Meğer bu adam 40 yıl önce mühendislik okumak üzere geldiği Niş’te Sırp bir hanımla evlenerek buraya yerleşen bir Kerkük Türkü imiş. Eşi de Müslüman olmuş. Kendisi caminin işlerine gönüllü olarak yardım ediyormuş. Şehirde zaten yerleşik Türk yokmuş, ama Müslümanların durumu hakkında bilgiler verdi. Cuma namazlarında 100-120 kişi toplanıyormuş. Müslümanların çoğunluğunu Romanlar’ın oluşturduğu bilgisi bize ilginç geldi.

Roman kahramanı ve yazarı ile akşam muhabbeti...

Roman kahramanı ve yazarı ile akşam muhabbeti…

Niş’in merkezinde trafiğe kapalı birkaç sokak insanların alışveriş yaptığı, özellikle akşamları kafe ve restoranlarında hoş vakitler geçirdiği alanlara dönüşmüş. Bu sokakların en bilineni olan Kazancılar Sokağı’nın açıldığı meydandaki heykeller ziyaretçilerin özellikle ilgisini çekiyor. Bunlar ünlü Sırp Yazar Stevan Sromac’ın, yazdığı romanın kahramanı Kalca ve köpeği Capa ile birlikte bir masa etrafında sohbetlerinin tasvir edildiği heykeller. Ziyaretçiler masadaki boş sandalyeye oturup fotoğraf çektirmek için bazen sıraya giriyorlarmış. Hazır fırsat bulmuşken biz de fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedik.

Niş Katedrali

Niş Katedrali

19. yüzyılda inşa edilen Niş Katedrali ülkenin en büyük kiliselerinden biri. Kutsal Teslis Katedrali olarak da adlandırılıyor. Akşamın geç saatinde gittiğimiz için katedralin görevlisi bahçe kapısını kilitlemek üzereydi. Kendisinden rica ederek bahçeden birkaç dakikalık fotoğraf çekme müsaadesi aldık. Tabii binanın içine girmemiz mümkün olmadı.

Sıcak bir Niş akşamından sevgilerle...

Sıcak bir Niş akşamından sevgilerle…

Son olarak Niş’te bizim gitmediğimiz, lakin zikredilmesi gerekli bir yere değinmek istiyorum. Kent merkezine birkaç km mesafedeki orijinal adıyla Ćele Kula, yani Kelle Kulesi, Türkler’le Sırplar arasındaki mücadelenin tatsız hatıralarını barındıran bir müze bugün. Sırpların sık sık patlak veren ayaklanmalarından birinde binlerce Osmanlı askerinin hayatını kaybetmesi üzerine 1809 yılında isyanı bastıran Hurşid Ahmed Paşa yakaladığı 952 isyancıyı öldürüyor. Rivayet o ki ibret-i âlem için bunların kafa derilerini yüzdürüp içlerine pamuk doldurarak İstanbul’a gönderiyor, kafataslarını ise Niş’te yaptırdığı kulenin duvarlarına yerleştiriyor. Olay tam olarak böyle mi gerçekleşmiştir bilinmez ama duvarları kafatası kaplı bir kuleyi başka türlü izah etmek de zor gerçekten.

Savaşta edebiyle ölmek ve öldürmek tamam da, bu aziz millete hiç layık olmadığı halde vahşet ve barbarlık yaftasını yapıştırmak nedir Allah aşkına? Üstelik vahşet ve barbarlığı tescilli Allah’ın Sırp’ına kıyamete kadar “Türklerin ne kadar barbar olduğunu” dünya âleme anlatacak malzemeyi vermek suretiyle. Ah Hurşid Ahmed Paşa, ah…

6 Yorumlar

  1. medonmez@gmail.com

    Niş de güzelmiş.
    Ama maalesef Türkler için kötü hatıralar var:
    Fazla müslüman kalmamış.
    Dolayısıyla fazla açık cami kalmamış.
    Hurşid Ahmet Paşa’nın hatırası da hiç hoş değil.
    Özetle bu güzel şehir acı bir hatıra maalesef.
    Kaleminize ve yüreğinize sağlık Sayın Valim.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Maalesef tespitler doğru. Teşekkür ederim ilginize. Selamlar…

      Yanıtla
  2. Zafer Akın TÜRKBEN

    Değerli Abim, eğitici yazılarınız için teşekkürler. Emeğinize, kaleminize sağlık.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Sevgili Zafer ben teşekkür ederim. Keyifli okumalar…

      Yanıtla
  3. Âlim Barut

    Niş şehrini gezip tanıtarak Balkanlardaki ayak izlerine bir adım daha ekledin. Bizde sayende bilgi sahibi oluyoruz.
    Gezmeye devam…. Eline kalemine sağlık, yeni yazılarında buluşmak üzere….

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      İlginize çok teşekkür ederim Kıymetli Abim. Sizin yorumlarınız beni her zaman gezmeye ve yazmaya teşvik ediyor. Dilerim siz de okumakla kalmayıp buralara bizzat gidersiniz. Selamlarımla…

      Yanıtla

medonmez@gmail.com’e Bir Cevap Bırakın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir