Mısır Gezi Rehberi

İSKENDERİYE

 

 

Sidi Yakut el-Arşi Camii

Sidi Yakut el-Arşi Camii

5 Eylül 2020

Mısır seyahatimizde dönüşümüzden önceki günü İskenderiye’ye ayırdık. Dönüşümüz yine Kahire’den olacağı için İskenderiye’ye günübirlik gittik, konaklamayı yine Kahire’deki otelimizde yaptık.

Kahire’den İskenderiye’ye trenle gitmek en uygun yoldu. Bunun için o gün sabah erken saatte tren istasyonuna vardık. Lakin küçük bir sorunumuz vardı: Mısır’daki trenlerin konforunun pek iyi olmayacağını tahmin ettiğimiz için 1. sınıfta seyahat etmek istedik, ama bunun için elimizdeki Mısır Lirası yeterli değildi. Gişe görevlisine kredi kartı ile bilet alıp alamayacağımızı sorduk, cevap olumsuzdu. Dövizle ödeme yapıp yapamayacağımızı sorduk, cevap yine olumsuzdu. İstasyonda veya civarında döviz bozdurabileceğimiz bir yer olup olmadığını sorduk, cevap yine olumsuzdu. Bankalar ise henüz açılmadığından, sırf 1. sınıfta gitme aşkına 2 saat daha kaybetmek istemediğimiz için mecburen eldeki paranın ancak yettiği 2. sınıf bileti almak zorunda kaldık. Fakat hayret, tren beklediğimizden daha iyi çıktı. Yaklaşık 200 kilometrelik güzergâhta gayet rahat bir yolculuk yaptık.

Akdeniz'in İskenderiye yakası

Akdeniz’in İskenderiye yakası

Yaşadığımız bu tecrübeden ders alarak İskenderiye’ye iner inmez para bozdurmak için bir banka şubesine gittik. Uzunca bir kuyruk vardı. Biraz bekledikten sonra banka görevlilerinden biri bizim yabancı olduğumuzu görüp sıradan çıkardı, başka bir bölümdeki bir gişeye götürerek paramızı bozdurmamıza yardımcı oldu. Bozdurma işlemi sırasında bizim artık bu tür işlemlerde unuttuğumuz türden epeyce bir bürokrasi vardı ama herşey sorunsuz halloldu.

İskenderiye, Nil’in Akdeniz kıyısında çok geniş bir delta yaptığı bölgede bulunuyor. Civarı ile birlikte 6 milyonu bulan nüfusuyla bugün Mısır’ın ikinci büyük şehri. Büyük İskender tarafından kurulduğu için bu adı almış. Bizim gibi “İskender” ismini kullanan toplumlar şehre “İskenderiye” diyor, “Aleksandr” ismini kullananlar ise “Aleksandria”. Çeşitli azınlıkların da yaşadığı, bir dereceye kadar uluslararası kimliği olan bir kent burası.

İskenderiye’nin kordonunda fayton sefası

İskenderiye’nin kordonunda fayton sefası

İskenderiye’nin sahil bandı, bir başka deyişle kordonu oldukça keyifli zaman geçirilecek hoş bir bölge. Akdeniz’e nazır binalar hayli güzel ve bakımlı. Ama sahilden bir-iki sokak içerilere girince bir parça karmaşa, bir parça da fakirliğin hüküm sürdüğü geleneksel mahalleler çıkıyor karşınıza.

Akdeniz kıyısındaki kordonda biraz yürüdükten sonra, ileride görünen liman ve kaleye gitmek için bir faytona bindik. Böylece kordon boyunca bir fayton turu yapmış olduk. Kale civarında indiğimiz yerde faytoncu amca istersek bizi orada bekleyeceğini söyledi. Hatta uygun fiyat vererek biraz ısrarcı da oldu. Ama biz oralarda oyalanacağımızı, dönüşümüzün gecikeceğini söyleyip kabul etmedik.

Kayıtbay Kalesi

Kayıtbay Kalesi

Karanın deniz içerisine yaptığı çıkıntının ucunda Kayıtbay Kalesi yer alıyor. Kale, dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin bulunduğu yere inşa edilmiş. Fener ne zamana kadar ayakta idi bilinmez ama kalenin 1404’te inşa edildiği dikkate alındığında, en fazla bu tarihe kadar varlığını sürdürdüğü anlaşılıyor. Kaleyi yaptıran Kayıtbay, zamanında köle iken sonradan Memluk Sultanlığı’na kadar yükselmiş bir kişi imiş. Yaptırdığı bu kale, konumunun da sunduğu avantajla çok güzel bir eser görünümünde. Kalenin bir ucunda bulunduğu alan küçük bir körfez şeklinde. İçerisinde bir yat limanı ile çok sayıda yeme-içme mekânı var.  

Ebu’l-Abbas el-Mursi Camii

Ebu’l-Abbas el-Mursi Camii

Yat limanı civarında, aynı avlu içerisinde, birbirine çok yakın mesafede üç adet cami yapılmış. Bunlar, o bölgenin mimari anlayışı ile inşa edilmiş oldukça güzel ve dikkat çekici camiler. Bu kadar yakın bir mesafeye neden üç caminin yapıldığı ise izaha muhtaç bir konu.

Faytonunu tamir eden şahıs, atının adım atmayacağından çok emin…

Faytonunu tamir eden şahıs, atının adım atmayacağından çok emin…

Kahire’de yemek konusunda sıkıntı çektikten sonra İskenderiye’de de benzer bir problemle karşılaşır mıyız diye bir endişemiz vardı. Kordonda gezerken rastladığımız bir balıkçı restoranı bu endişemizi giderdi. İçeri girdiğimizde menüyü görmek istediğimizi söyledik, görevli bize balıkların sergilendiği buzlu tezgâhı göstererek “işte menü” dedi. Biz de kâğıt menüden değil, tezgâhta gördüğümüz canlı menüden seçtik yiyeceğimiz balıkları. Sahilden içeride, resmi kurumların, alışveriş yerlerinin ve parkların da olduğu, şehrin canlı merkezi bölgelerinde de biraz oyalanarak akşam saatlerinde trenle tekrar Kahire’ye döndük.

2 Yorumlar

  1. Mehmet Dönmez

    Sayın Valim bizim İskenderiye gezimiz de sizinkinin aynısı. Balık lokantası dahil. Seçtiğimiz balıkları kızartıp önünüze getiriyorlar. Yanında salata ve ekmek ile.
    İskenderiye bize Kahire’den daha temiz ve daha zengin göründü. Tabii çok arka sokakları görmedik.
    Anlatım için teşekkürler.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Kısa ama hoş bir ziyaretti İskenderiye. Belli ki sizin hissiyatınız da öyle. İlginize teşekkürler…

      Yanıtla

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir