Arnavutluk Gezi Rehberi

Kapalı kutuyu kırmak…

ARNAVUTLUK

14 Ağustos 2022

Balkanlara defalarca yolculuk yapmama rağmen yolumun bir türlü düşmediği bir ülke idi Arnavutluk. Gitmemi gerektiren bir sebep karşıma çıkmamıştı, ama daha kötüsü beni harekete geçirecek bir cazibesi de görünmüyordu. Böylece yıllar boyu haritanın griye boyalı bölgesi olarak kaldı idi benim için.

Başkent Tiran'ın merkezinde İskender Bey Meydanı

Başkent Tiran’ın merkezinde İskender Bey Meydanı

Lakin bundan dolayı kendimi suçlamam doğru olmaz. Zira Arnavutluk bilinçli bir tercihle kendini dış dünyadan sakladı. Dışa açılması 90’lı yıllarda başladı, üstelik pek hızlı bir ilerleme kaydettiği de söylenemez. Hal böyle olunca Arnavutluk’un gidilmesi gereken yerler listesindeki sırası epeyce gerilerde kalmış oldu. Pandemi şartlarının hafiflemesini fırsat bilerek 2022 yılının Mayıs ve Haziran aylarında çıktığımız Balkan turunda rotamıza nihayet Arnavutluk’u da dâhil ettik.

Elbasan Kalesi ve Saat Kulesi

Elbasan Kalesi ve Saat Kulesi

Oysa bölge bize hiç yabancı değil, yüzyıllar boyu Osmanlı hâkimiyetinde kalmış. Osmanlı Devleti’nin bu coğrafyaya ilgisi 1389 Kosova Savaşı ile başlıyor. Bölgenin fethi gerek dağlık arazi yapısı, gerekse yoğun direniş dolayısıyla epeyce zahmetli oluyor. Direnişin sembol ismi, vaktiyle Osmanlı sarayına iç oğlanı olarak alınıp devlet yönetiminde görev verilen, fakat sonra kaçarak emrindeki birliklerle Osmanlı ordusunu uzun yıllar uğraştıran İskender Bey. Asıl adı Gjergj Kastrioti olan Arnavut soylusu İskender Bey, bugün Arnavutların en büyük milli kahramanı sayılıyor. Hem Arnavutluk’ta hem de Arnavutların yaşadığı diğer ülkelerde pek çok mekâna adı verilmiş, heykelleri sağda solda arzıendam ediyor.

Kruje (Akçahisar) Kalesi'nde İskender Bey Müzesi

Kruje (Akçahisar) Kalesi’nde İskender Bey Müzesi

Neticede Fatih Sultan Mehmed zamanında, yani 15. yüzyılın ortalarında etrafıyla birlikte Arnavutluk tamamen Türk hâkimiyeti altına giriyor. Halkın büyük bölümü bu süreçte Müslümanlığı seçiyor. Osmanlı Devleti’nden 1912’de koptuğunu dikkate aldığımızda ülkenin yaklaşık 5 asır Osmanlı yönetimi altında kaldığını söyleyebiliriz.

Berat'tan bir görünüm

Berat’tan bir görünüm

Arnavutluk 1912’de bağımsızlığını ilan ettiyse de uzun yıllar İtalyan ve Alman işgali altında kalıyor. Asıl bağımsızlığı 1944’te elde ediyor etmesine, ama bu defa da Enver Hoca liderliğindeki komünist zulüm başlıyor. Enver Hoca ülkeyi siyasi ve ekonomik anlamda tam bir kapalı kutuya çeviriyor. Özel mülkiyet de yasaklanıyor, ülkeye giriş-çıkış da. Düşünce ve inanç üzerinde baskı ve zulmün her çeşidi yaşanmaya başlıyor. Camiler, kiliseler, manastırlar ve tekkeler kapatılıyor. Nihayet anayasaya eklenen “Devlet hiçbir din tanımaz ve insanlara materyalist bilimsel dünya görüşünü aşılamak için ateist propaganda geliştirir ve teşvik eder.” maddesi ile Arnavutluk dünyanın ilk ve tek ateist devleti haline geliyor.

Komünist dönem hatırası konutlar

Komünist dönem hatırası konutlar

Ülke 1985’te Enver Hoca’nın ölümü ve 1990’larda doğu blokunun dağılmasının ardından kendi sınırları dışında da bir dünyanın varlığından haberdar olunca yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başlıyor. Öncelikle Enver Hoca’nın gerçek bir lider değil, toplumu demir yumrukla yöneten bir diktatör olduğunun farkına varılıyor. Dışa açılma ve liberalleşme adımlarını Batı blokuna entegre olma hamleleri izliyor.

Ethem Bey Camii'nin muhteşem süslemeleri

Ethem Bey Camii’nin muhteşem süslemeleri

Mamafih toplumlar “kabak çiçeği” gibi akşamdan sabaha açılamazlar; hem kurumların hem de bireylerin büyük çaplı dönüşümleri hazmetme kapasitelerinin bir sınırı vardır. Özellikle kendini dünyadan tamamen izole ettiği on yılların alışkanlıklarını bir kambur gibi sırtında taşıyan Arnavutluk toplumu için bu türden bir dönüşüm zor olacaktı, nitekim öyle oldu.

Elbasan'da Azize Meryem Kilisesi

Elbasan’da Azize Meryem Kilisesi

Aradan geçen bunca yıla rağmen o günlerin izlerini bugün dahi görmek mümkün. Siyasi istikrar tam olarak sağlanabilmiş, demokrasi rayına girmiş değil. Kaydedilen onca gelişmeye rağmen ekonomi iyi gitmiyor. Kişi başına gelir 5 bin dolarlar seviyesinde. Yolsuzluk ve suç istatistikleri hiç parlak değil. Fiziki altyapı sorunlu. Köyden kente göç çok yoğun. 2014’te adaylık statüsü elde edilen Avrupa Birliği’ne bir tür kurtarıcı gözüyle bakılıyor.

Başkentte Altyapı ve Enerji Bakanlığı binası

Başkentte Altyapı ve Enerji Bakanlığı binası

Arnavutluk’un nüfusu 3 milyona yakın olmakla birlikte başka ülkelerde 10 milyon civarında Arnavut’un yaşadığı biliniyor. Yurt dışında çalışan Arnavutların getirdiği döviz ülke ekonomisinde hatırı sayılır bir ağırlığa sahip. Tarihi sebeplerin yanı sıra coğrafi yakınlık dolayısıyla sokaktaki insanların pek çoğu İtalyanca ve Yunanca biliyor.

Berat'taki en eski köprü olan Gorica Köprüsü

Berat’taki en eski köprü olan Gorica Köprüsü

Kadimden beri Arnavut nüfusun bulunduğu Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ gibi ülkelerde her yerde Arnavutluk bayrağı dalgalanıyor. Bir başka ifadeyle Arnavut kimliği ve milliyetçiliği kendi ülkelerinin bayrağından ziyade Arnavutluk bayrağındaki “çift başlı kartal”da tecessüm ediyor. Arnavutların sıkı milliyetçi insanlar olduklarını ve bütün Arnavutların tek devlet altında birleşme ideallerinin çok güçlü olduğunu bu vesileyle ifade edelim.

Tiran'ın iki sembolü: Ethem Bey Camii ve Saat Kulesi

Tiran’ın iki sembolü: Ethem Bey Camii ve Saat Kulesi

Nüfusun kabaca üçte ikisi Müslüman. Fakat Müslümanlığın yaşanması konusunda gerek kendi toplumumuzda, gerekse diğer İslam toplumlarında görmeye alıştığımız düzeyi Arnavutluk’ta görebildiğimi söyleyemem. Belki de ateizmin devlet politikası olduğu yılların etkisiyle toplum daha seküler bir hayat tarzına evrilmiştir, bilinmez.

Kruje'de Osmanlı Çarşısı da denilen Eski Çarşı

Kruje’de Osmanlı Çarşısı da denilen Eski Çarşı

Balkanlarda ve Avrupa’nın geri kalanında nereye gitseniz Türklerin işlettiği dönerci ve benzeri işyerlerine denk gelmek sıradan bir durum. Lakin Arnavutluk’ta belli başlı kurumsal markaların dışında Türklere ait işyerlerine pek rastlayamadık. Belli ki bu ülkenin kapalı kutu hali en azından Türk hizmet erbabı için devam ediyor. Tiran’da dolaşırken karşılaştığımız üç genç, dönerci ya da köfteci gibi bir dükkân açmak üzere saha araştırması için gelmişlerdi. Ayaküstü sohbetimizde Balkan toplumları hakkında genel konuların yanında hizmet sektörü ve milletlerin damak zevkleri gibi mevzularda dilimiz döndüğünce bilgiler paylaştık.

Berat'ta Halveti Tekkesi

Berat’ta Halveti Tekkesi

5 asırlık Türk hâkimiyeti dolayısıyla Arnavutça’ya çok sayıda Türkçe kelime geçmiş. Bunların ekseriyeti günlük hayatta kullanılan eşyaların isimleri. Bir de Müslümanlık arka planından beslenen ortak kişi adları var. Bunları saymazsak Arnavutça kelimeler bir Türk için çoğu zaman hiçbir şey ifade etmiyor. Hint-Avrupa dil ailesinden olmasına rağmen Arnavutça Batı Avrupa dillerine de benzemiyor. Arnavutluk için “Shqipëri” veya “Shqipëria”, Arnavutça için “Shqip” kullanılıyor.

Yol üzerinde İşkodra Kalesi

Yol üzerinde İşkodra Kalesi

Ülke topraklarının büyük bölümü dağlık. Düzlük alanlar ağırlıklı olarak Adriyatik Denizi’ne yakın bölgelerde. Deniz tatili yapmak isteyenler için sahil bandında güzel imkânlar var. Biz daha ziyade tarih ve kültür ağırlıklı bir seyahati hedeflediğimiz için deniz kıyılarına fazla yaklaşmadık. Sadece ülkenin en büyük liman şehri olan ve Osmanlı’nın “Dıraç” adını verdiği Durres’in içinden geçtik. Bir de İşkodra yolunda denizi uzaktan temaşa ettik.

*******************

Arnavutluk hakkındaki bu genel girişten sonra TİRAN, ELBASAN, BERAT ve KRUJE (AKÇAHİSAR) yazılarım için tıklayın.

8 Yorumlar

  1. Meriç Albayrak

    Sayın Valim hobi olarak yaptığınızı düşündüğüm bu gezileri bizlerle de paylaştığınız ve kaleminizle bize de Arnavutluğu gezdirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Kendilerinin milliyetçi olduğunu duymuştum ama geçmiş tarihleri hakkında pek bir bilgiye sahip değildim. Özellikle Balkanlar’a çıkmadan önce ön bilgi olarak herkesin sizin değerli yazılarınızı okumalarını tavsiye ederim.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Sevgili Meriç, inşallah sen de bol bol gezer, ata toprağın Balkanlar’ı ziyaret edersin. İlgine teşekkürler…

      Yanıtla
  2. Şenol Alparslan

    Sayın Valim,
    Anlatım diliniz çok güzel. Bir çırpıda okudum. Arnavutluk’a ben de askeri bir tatbikat için gitmiştim.
    Silahlı kuvvetler de orada hastane ve dikimevi kurulması, askeri teçhizat ve eğitim desteği konusunda önrmli katkılarda bulunuyor.

    Avrupa; “siz Müslüman olmasanız Avrupanın en ileri ülkelerinden birisi olabilirdiniz” diye ciddi bir propaganda ile özellikle gençler arasında bir devşirme operasyonu sürdürüyor ve maalesef başarılı oluyor.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Kıymetli Paşam, katkınız için teşekkür ederim. Gerçekten de bu kısa ziyarette dahi fark ettiğim şey Arnavutluk’ta dini hassasiyetlerin pek önemsenmediği. Arnavut milliyetçiliği her şeyin üstünde. Buna zamanla bir de Avrupalılaşma eğilimleri eklenmiş. Topluma büyük ölçüde seküler bir dünya görüşü hakim olmuş. Yılların tahribatı tabii bu. Tersine dönecekse bile uzun zamana ihtiyaç var. İlginize tekrar teşekkürler.

      Yanıtla
  3. Mustafa Fırat

    Sayın Valim çok güzel ve doyurucu bir inceleme yazısı olmuş. Bir çırpıda heycanka okudum Elinize sağlık. 1990 yılında benim de ilk ziyaret ettiğim ülkelerden biri. henüz devrim tamamlanmamış sokaklarda gösteriler ve heykel yikmakari devam ediyordu. İlk dikkatimi çeken havaalanı Tiran aradinda yol boyu korunaklar. İtalyan işgaline karşı yol boyu askerler için siperlik ve tank siperlikleri. Sizin sığınak dediğiniz yapilar. 50/100 m. ara ile yolu daraltan bir şekilde herhangi bir işgale karşı ülkeyi savunmak için yapılmış. Arnavutça kartal yuvasi denilen ülkede milliyetcilik ve gurur çok dikkat çekiciydi. Sokaklarda temizlik yapan işçiler hep bayandı. Bunun komünist yönetim uygulaması olduğunuz zannettim İlgimi çekti bakanlık yetkilisine sordum. Arnavutluk da bu tür işi yapacak insan bulamıyoruz. Bir arnavut asla temizlik işçiliği yapmaz bunlar Afrika kökenli kadınlar demişti . Yazınızı okuyunca daha birçok benzer konulardaki olayları hatırladım. Çok teşekkürler elinize kaleminize sağlık.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      İlginize teşekkürler Mustafa Bey. Sizin kendi yaşadıklarınıza dayanarak verdiğiniz bilgiler benim yazıyı tamamlıyor. Keyifli okumalar dilerim.

      Yanıtla
  4. Zafer Akın TÜRKBEN

    Keyifle okunan, akıcı ve bilgilendirici bir yazı.. Emeğinize, kaleminize sağlık.

    Yanıtla
    • GezmeKeyfi

      Çok teşekkür ederim Sevgili Zafer. Keyifli okumalar…

      Yanıtla

Şenol Alparslan’e Bir Cevap Bırakın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir